duygusal zeka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
duygusal zeka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Duygusal Zeka ve Şirket Yönetimi

Duygusal zeka ve şirket yönetimi



Duygusal zeka konusunda çalışan uzmanlara göre, insanların birbirleri ile olan iletişimini doğrudan etkileyen duygusal zeka, kişinin sahip olduğu potansiyelin farkına varmasında da etkin bir rol oynuyor. Bu açıdan bakıldığında duygusal zeka birçok anlama gelebilir. Her şeyden önce bir motivasyon aracıdır. Kendini tanımak ve farkına varmak demektir. Kendini yönetmektir. Empati kurabilmektir. Yani insanın kendisini başkasının yerine koyabilmesidir. İletişim ve uyum gücüdür. Nihayet takım ruhu oluşturabilmektir.

Bugün birçok şirket duygusal zekanın öneminin farkındadır. Çeşitli eğitimlerin desteği ile çalışanların duygusal zekalarını yükseltmeye çalışıyorlar. Çalışanların kendilerini tanımaya, iç motivasyonlarını yükseltmeye, yenilikçi bireyler olmalarına ve başkalarıyla olan ilişkilerinde liderlik özelliklerini kullanabilmesine fırsat yaratmaya çalışıyorlar.



Şimdi şirketler, çalışanların duygu yönetiminin gelişmesini sağlayarak, etkin iletişim kurabilmelerini, uzlaşıcı olmalarını, takım çalışmasına yatkınlaşmalarını sağlamakta ve sürekli gelişim ve kalıcı başarı yaratmaya çalışmaktadır. Artık sadece beyin gücünün yetmediğinin, duygusal yeteneğin de gerekli olduğunun farkındalar.
Temel yatırımının insana yapan şirketler, iş dünyasında yaşanan rekabetçi ortamdan, zarar görmeden sıyrılabiliyorlar. Çalışanlarının görüşlerine, duygularına, emeklerine önem verdikçe de başarılarını sürdürebileceklerdir.

Artık şirketler şunu görüyorlar: Çalışanların performansı sadece bireysel motivasyon ile değil, şirketlerin motivasyonu ile birlikte daha çok artıyor. Bu bir anlamda kurumların da duygusal zeka gereksinimini ortaya koyuyor. Şirketler hayatta kalabilmek için çalışanlarla duygusal yakınlık kurmak zorundadır.

Şirketler için bugün önemli olan, sadece en iyi çalışanı bulmak ve onlarla çalışmak değil, asıl iyi çalışanları şirkette tutabilmektir. Çalışanlar da artık doğru şirketlerde olmak istiyorlar. Bu istekleri, kurumsal duygusal zekanın iş yaşamındaki önemini ortaya koyuyor. Şirketler de çalışan odaklı olunursa, müşteri ilişkilerinde kalıcı ve sürekli olacaklarının farkındalar.

Yapılan araştırmalarda şirketten ayrılanların hemen hemen yarısı, takdir edilmediklerini düşünüyor. Şirketler çalışanlarının yaptıklarını onların gözüyle görebilmeli ve değerlendirebilmelidir. Empati yolu ile çalışanların gözünden bakabilen şirketler başarıya hep daha yakındırlar.

Şirketler insan faktörünü öne çıkarmadıkları sürece kazanan şirket olamazlar. Kazanan şirket olmak, takım çalışması yapmayı, ortak bir vizyona sahip olmayı, değişime açık olmayı, iletişim becerisine sahip olmayı, ödüllendirme yapmayı, öğrenime açık olmayı ve paylaşımcı olmayı gerektirir. En önemlisi de bu sayılanların çalışanlar tarafından kabul edilmesi gerekir.

Başarılı İnsanların Ortak Özellikleri Neler?


Bazı insanlar kendilerinin ve başkalarının hayatlarında önemli ve olumlu gelişimler sağlarlar ve başarılı olarak kabul edilirler. Başarılı insanlar üzerinde yapılan araştırmalar, onların birçok ortak noktasının olduğunu ortaya koyuyor.

Öncelikle başarılı insanların yüksek bir özgüvene sahip olduğu belirlenmiş. Bir başka ifade ile başarılı insanlar kendilerine değer verir ve güvenirler. Bu özgüven onların yaratıcılık için gerekli olan heyecan ve cesarete sahip olmalarını sağlar. Dolayısıyla, özgüveni olan insanlar kendilerine ulaşılması güç hedefler koymaktan çekinmezler. Ardından da bu yüksek hedefe odaklanarak onu gerçekleştirme yönünde en büyük adımı atmış olurlar.

Başarılı insanların hayatta belirlenmiş kişisel hedefleri ve değerleri vardır. Hangi misyona hizmet ettiklerini iyi bilirler ve başarılı olduklarında dünyanın nasıl değişeceği konusunda bir vizyona sahiptirler. Kişisel hedefleri konusunda gerçekçi ve net beklentileri vardır. Bu hedeflere ulaşmak için stratejiler geliştirir ve bu stratejileri uygularlar. Bu stratejiler bireysel yetkinlikleri ve ilişkileri geliştirecek hedefleri ve zaman planlamasını kapsar.

Başarılı insanlar aynı zamanda kendi davranışları ve gelecekleri için sorumluluk üstlenirler. Sorumluluk üstlenen insan insiyatif alır, risk alır ve geleceği şekillendirecek adımları belirler ve atar. Bu yaklaşım onlara daha hızlı öğrenme fırsatı sağlar.

Bu insanlar geleceği gözlerinin önünde canlandırmak için özel çaba gösterirler. Hayal etmek, gerçekleştirmenin ilk adımıdır. Hayalleri gerçeğe dönüştürürken izlenen bir başka yol da bu hayalleri başkalarıyla paylaşmaktır. Sözlü ve/veya yazılı olarak hayallerini tekrarlayan insanlar, hem bu hayalleri daha netleştirmiş olurlar, hem de kendilerin toplum önünde hayalleri ile özdeşleştirerek kişisel sorumluluklarını pekiştirirler.

Başarılı insanlar yenilgileri kabullenip, onları aşma konusunda kararlılık gösterirler. Gerçeklerle yüzleşmeyi, başkalarının deneyimlerinden faydalanarak hataları önleyebilmeyi bilirler. Odaklandıkları hedef doğrultusunda ilerlemeyi gözleyip, davranışlarını değiştirmekten kaçınmazlar.

Başarılı insanlar kendileriyle barışıktırlar. Dolayısıyla, yaşamlarında yüksek düzeyde stres yoktur. Ruhsal ve bedensel olarak formda ve zindedirler. Bu, onların hedeflerine odaklanabilmelerini sağlar. Onlar, uzun vadeli hedeflere odaklanır, kısa vadeli kazançlar için uzun vadeli hedeflerinden vazgeçmezler.

Zamanlarını etkili kullanırlar. Hedeflerini gerçekleştirmek için gerekli az sayıda ancak önemli adımlara odaklanırlar. Hedefleri doğrultusunda fedakarlık yapmaktan çekinmezler.

Disiplin başarılı insanların ortak özelliklerindendir.

Başarılı insanlar sadece zihinsel zekalarıyla değil, aynı zamanda duygusal zekalarıyla da farklılık yaratırlar. İnsan ilişkilerine önem verirler. Olaylara karşıdakinin gözüyle bakabilirler. İnsanlara değer verir, onlarla karşılıklı kazan-kazan türünde ilişkiler kurmaya özen gösterirler. Beraber çalıştıkları insanlara heyecan verir, onlara yetki kullanacak geniş alan bırakırlar.

Başarılı insanların en önemli özelliklerinden biri de kendilerini sürekli olarak geliştirme çabasında olmalarıdır. Her zaman yeni bilgilere açıktırlar. Her hatayı bir öğrenme fırsatı olarak görürler. Başkalarının deneyimlerine yakın ilgi gösterir, onlardan öğrenmeye çalışırlar.

Bu özellikler öğrenilebilir özelliklerdir. Dolayısıyla, gençlerimizi eğitirken bu özellikleri kazandırmaya da özen göstermeliyiz. Unutmamalıyız ki, “Ağaç yaşken eğilir.”

Kaynak : Yılmaz Argüden, Dunya Gazetesi

Sayfalar

Popüler Yayınlar