"Günümüzde
herkes kopmuştur toplumdan, kendi kabuğuna çekilmiştir. Herkes birbirinden
uzaklaşıyor, saklayabildiğince şeyi de kendine saklıyor. Sonunda insanlardan
kaçmaya başlıyor kişi. Kendi başına para biriktirirken şöyle düşünüyor: “Şimdi
ne güçlüyüm! Hiçbir şeyden korkum yok artık!” Oysa ne denli zengin olursa, onu
yok edecek güç...süzlüğün içine o denli gömüldüğünü bilmez çılgın. Çünkü tek
kendine güvenmeye alışmıştır. Toplumdan kopmuş, ruhuna, insanların yardımına
inanmamayı, insanlardan bir şeyler beklememeyi öğretmiştir. Paralarının,
onların ona verdiği hakların kaybolmasından korkar yalnızca...!"
Esaretin Bedeli ~ The Shawshank
Redemption
Marx'ın şu tespiti ne kadar da
yerindedir: "Bütün fiziksel ve zihinsel duyuların yerini, bu duyuların
kendilerine yabancılaşmış şekli olan "sahip olmak" duygusu almıştır.
Özel mülkiyet, bizi o kadar ahmak ve iktidarsız yapmıştır ki, nesnelerin bizim
olması için onlara sahip olmamız gerekmeye başlamıştır. Artık nesnelerin bizim
olabilmesi için, bir sermaye haline gelmesi, satın alınmış olması, yenilip
içilmesi, yani tarafımızdan kullanılması gerekmektedir. Bütün zenginliklerimize
rağmen aslında büyük bir yoksulluk içindeyiz. Çünkü çok şeye sahibiz, ama
gerçek özümüz çok küçülmüştür."
''İnsanlar kötülük
yaparlar; arzuları çok şiddetli olduğu için değil, vicdanları çok zayıf olduğu
için.''
John Stuart Mill
Bir şeyi yanlış yere
koyarsan, hala koyduğun yerde duruyordur. Büyük olasılıkla burnunun dibinde
dursa bile sonsuza kadar kaybolabilir..
Paul Auster - Görünmeyen
Oysa, düşlerimi gerçekten
gerçekleştirmeye cesaretim olsaydı, beklemektense, işe girişip, en azından,
başarısız da olsam, gerçek ve evet hakedilmiş bir yıkıma ulaşabilirdim; ya da,
korkaklığımı açıkça kabullenerek, gerçeklere boyuneğip, düşlerimi bir kenara
atabilir; o zaman da, gene hakedilmiş bir lanetlenmeyi gerçekten yaşayabilir;
sonunda da pısırık ve sessiz bir ölüm bulabilirdim İkisini de yapmadım
Böylece ortada bıraktım kendimi..
Böylece ortada bıraktım kendimi..
''Dünya gözü ile bakan,
yüzü; gönül gözü ile bakan, özü görür.”
Mevlana
“Bilgiye, kendimizi bilmeye
ihtiyacımız var. Kendimizi ve gölgemizi görmemiz gerekir. Çünkü gölgemizle
yüzleşebiliriz; onu kontrol edebilir, onun rehberliğini kabul edebiliriz;
böylece belki de büyüdüğümüzde, güçlenip toplum içinde sorumlu yetişkinler olduğumuzda,dünyada
yapılan kötülükler, katlanmak zorunda olduğumuz adaletsizlikler, azap ve acı
karşısında ve o en sondaki nihai gölge karşısında, çaresizlikle teslim olmaya
ya da gördüklerimizi inkar etmeye daha az eğilimli oluruz.”
" Yarım kaldığımızda bizi
tamamlayacak birini ararız daima. Birkaç yıllık ya da birkaç aylık bir
ilişkiden sonra ihtiyacımızın hala giderilmediğini görünce beraber olduğumuz
kişileri suçlar, daha ümit vaadeden biriyle arkadaşlık kurarız. Bu hep böyle
sürebilir, ta ki her birimizin kendi tamamlanmamızdan sorumlu olduğumuzu
kabullenene dek. Bunu bize başka kimse sunamaz ve aksine inanmak, kendimizi
tehlikeli bir şekilde aldatmak, girdiğimiz her ilişkiyi nihai başarısızlığa
programlamaktır. "
Koyunlar ne kadar yem yemiş
olduklarını çobanlarına gidip göstermezler. Ama yedikleri yemi iyice
sindirdikten sonra süt ve yün yaparlar. Sen de insanlara özlü düşünceler sayıp
dökme. İyice sindirmişsen bunları davranışlarınla göster...
Dert de neymiş? O mu bizi
ağlatacak?
O mu sevinç bayrağımızı yırtacak?
Gelin, atalım şunu gönül yurdundan:
Yoksa içimizde fitne çıkartacak.
O mu sevinç bayrağımızı yırtacak?
Gelin, atalım şunu gönül yurdundan:
Yoksa içimizde fitne çıkartacak.
Ömer HAYYAM
İnsan şu ya da bunun kölesi
olabilir. Hatta insan kendi bencilliğinin kölesi bile olabilir. İnsanın
arzularını aşabilmesi, bağımsızlık ve özgürlük gerektirir...
Heves
ettikleriniz, bedelini ödemeye razı olmadan sahip olmak istediğiniz ödüllerdir.
Tutkuyla istedikleriniz ise, uğruna büyük bedeller ödemeyi göze aldığınız
isteklerinizdir. Bir hedefi elde etmek için harekete geçtiğinizde karşılaştığız
ilk zorlukta bırakıyorsanız, bu davranışınız o hedefi gerçekten istemediğinizin
bir işareti olabilir.
(YA BİR YOL BUL, YA BİR YOL AÇ YA DA YOLDAN ÇEKİL-MÜMİN SEKMAN)
(YA BİR YOL BUL, YA BİR YOL AÇ YA DA YOLDAN ÇEKİL-MÜMİN SEKMAN)
"Erdemi öğretmemek,
öğrenmemek, adaletle karşılaştığında onu benimsememek ve iyi olmayanı
değiştirememek; işte benim kaygılarım. "
- Konfüçyüs
Pek çok insan bir zamanlar girdikleri yol hakkında inatçıdır,
amaçları hakkında inatçı olanlar ise çok azdır.
F.
Nietzsche
Ruhun güzelliği bedenin
güzelliği kadar çabuk görünmez.
Aristoteles
''Bir insanın yaşayıp
yaşamadığını anlamak istersen, nabzına değil onuruna bak, duruyorsa
yaşıyordur....''
Robin Sharma
Hayatta bazen birisine o kadar
çok gereksinim duyarsınız ki ; bunun sevgiden çok nefretten kaynaklandığını
bile bile yine de katlanırsınız bir çok şeye.. Dostoyevski
Evlenmek, iki insanı birbirine uydurmak için üst üste koyup ütülemek gibi
zorlama bir iş.
Dünyada bir tek insana inanmıştım. O kadar inanmıştım ki, bunda aldanmış
olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. Ona kızgın değildim. Ona
kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkân olmadığını hissediyordum.
Ama bir kere kırılmıştım. Hayatta en güvendiğim insana duyduğum bu kırgınlık,
adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın
timsaliydi.
sabahattin ali / kürk mantolu madonna
'Karşımıza erken çıkmış insanları, yolun dışına sürerken; bir gün geri
dönüp, onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman
cömert davranmaz bize. Tersine, çoğu kez zalimdir. her zaman aynı fırsatları
sunmaz. Toyluk zamanlarını ödetir, hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların,
eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin
hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün… Bir akşamüstü yanımızda kimsecikler
olmaz: ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir…' Murathan Mungan
Şimdi
yapmam gereken tek bir şey kaldı: hiç bir şey. Kendime ait hiç birşey yapmak
istemiyorum. Hatıra istemiyorum. Arkadaş, aşk istemiyorum. Bunların hepsi birer
tuzak.
Utopia'lılar soytarıları çok severler. Onların kalbini kırmak ya da
incitmek ayıp sayılır. Çünkü Utopia'lılar, güler yüzlü olmayı, şakalaşmayı
sever. Somurtkan ve huysuz bir adamın yanına soytarı vermezler; çünkü böyle bir
adam, soytarının söylediklerine gülmez, onu üzebilir. Zaten soytarıların
insanları eğlendirmekten başka yetenekleri olmadığına göre, nasıl da olsa
gülmeyenlere hiç yararı olmaz.
THOMAS MORE - UTOPIA
Suretin
arkasındaki yüzü gördüğünüzde insanı tanımaya başlarsınız.
Bir kadın sizi milyoner yapabilir. Tabi trilyonerseniz...
Bob Dylan
İnsanı en
çok acıtan şey; birine 'hayatını' hediye etmişken, o kişinin kendini başkasına hediye etmesidir.
Gorki
Evet haklısın erkekler odundur ancak onları kadınlar
yakar.
Nefret bile sevgi gösterisiymiş. Hiçbir şey hissetmediğimde anladım.
Acı
çekmeyi
reddediyor, kendi acına
bir saat bile katlanamıyorsan,
çekebileceğin bütün sıkıntıları önlemeye
çalışıyorsan; acıyı,
hoşnutsuzluğu nefret edilecek, kötücül, yok edilmesi gereken şeyler olarak algılıyor,
bunları yaşantının kusurları
gibi görüyorsan, o zaman rahatlık dinine inanıyorsun
demektir. Siz rahatlık
düşkünleri, insan mutluluğuyla ilgili ne az şey bilirsiniz. Mutluluk mutsuzluğun kardeşi,
hatta ikizidir. Bu ikisi ya bir arada büyür ya da sizin yaşantınızda olduğu
gibi hiç büyümez; hep küçük kalır.
Friedrich Nietzsche
''Yıllar boyunca herkesin ahlakına göre yaşamayı istedim.. kendimi herkes gibi yaşamaya , herkese
benzemeye zorladım.. kendimi ayrı düşmüş hissettiğim zaman bile , bütünleşmek için böyle davranmak gerektiğini söyledim.. ama bütün bunların sonunda felaket
geldi.. şimdi kalıntılar arasında dolaşıyorum , kuralsızım , tereddütler içindeyim, yalnızım ve bunu kabullenerek , tek oluşuma ve kusurlarıma boyun eğdim.. tüm yaşamımı bir nevi yalan içinde yaşadıktan sonra – bir doğru yaratmak
zorundayım..''
Albert Camus..
Kimse sizin
yerinizi almaz. Ancak siz isterseniz o yeri verirsiniz.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder