Yaratıcılık İçin 29 Yol


Her ne kadar hepsini yapmak mümkün olmasa da oldukça faydalı fikirler sunacaktır.

1- Liste yap.
2- Daima not defteri taşı
3-  Serbest yazı denemeleri yap.
4- Bilgisayardan uzaklaş.
5- Kendini hırpalama.
6- Mola ver.
7- Duşta şarkı söyle
8- Kahve iç.
9- Müzik dinle.
10- Açık ol.
11- Yaratıcı insanlarla takıl.
12- Geri bildirim al.
13- İşbirliği yap.
14- Asla vazgeçme.
15- Dene dene hep dene.
16- Hata yapmana izin ver.
17- Yeni yerlere git.
18- Şükret.
19- Bolca dinlen.
20- Risk al.
21- Kuralları ihlal et.
22- Zorlama.
23- Sözlük oku.
24- Çerçeve oluştur.
25- Başka birinin mükemmeli olmaya çalışma.
26- Fikir geldiğinde hemen yaz.
27- Çalışma ortamını temizle.
28- Eğlen.
29- Bir şey bitir.

http://www.ufuktarhan.com/ videosundan alıntılanmıştır.


6 Maddede Hayatta Başarılı Olmanın Yolları

6 Maddede Hayatta Başarılı Olmanın Yolları

1. Başarı anlayışınızı değiştirin.
Günümüzde birçok kişi, başarının soldaki gibi zamanla ve emekle giderek artan bir grafik çizdiğini düşünüyor. Özellikle de ülkemizde ortaokulunu, lisesini ve belki de üniversitesini ailesinin desteğiyle sorunsuz bir şekilde kazanan birçok öğrenci, mezuniyet sonrası içine düştükleri bilinmezlikte ne yapacaklarını bilemiyorlar. Daha da kötüsü, eğitimin ve iş hayatının büyük emeklere rağmen getirdikleri başarısızlıklar hem aileler hem de öğrenciler tarafından ‘büyük bir hüsran’ olarak görülüyor. Oysaki hayatta başarıya giden yolda, başarı grafiğinizin sağdaki gibi olması daha muhtemel. Risk alarak çalışan kişiler başarıya değil, süreçte öğrendiklerine odaklanırlar. Dolayısıyla başarısızlığa uğradıklarında da bu hataları daha büyük başarılara ulaşmak için ders olarak çıkarırlar. Siz de başarı anlayışınızı değiştirirseniz, sonuçların sizi korkutmasına ve hüsrana sürüklemesine izin vermeden, hedeflerinizi her seferinde genişleterek başarıya doğru ilerlersiniz.

2. Elinizi taşın altına koyun.
Başarı size altın tepside sunulan bir madalya değil. Her şeyi yaptığınıza inandığınız halde başarı elde edemiyorsanız, yapmadığınız şeyleri araştırıp onları yapmaya başlamanız gerekiyor demektir. Birçok kişinin hayatta yerinde saymasının yegâne sebebi başarısızlık sebeplerini anlamadan, her zaman yaptıkları şekilde çalışmaları, ya da başkalarının başarı hikâyelerini taklit etmeye çalışmaları. Başarılı insanların başarıya giden yolda belirli trendleri olsa da, sizin karakteriniz, bulunduğunuz konum, ve çevreniz sizin farklı atılımlar yapmanızı gerektiriyor olabilir.Durumunuzu iyi analiz edin, kendinize karşı dürüst olun, ve harekete geçin.
3. Bulunmanız gereken yerlerde bulunun.
Woody Allen, “Başarının yolu %80, sadece gitmeniz gereken yerde gözükmekten geçer.” (“80% of success is simply showing up.”) gibi bugün başarıyı tanımlamada aforizma olmuş önemli bir söz söylemiştir. İşiniz olsun, gitmeniz gereken bir davet olsun, veya çocuğunuzun doğum günü olsun, bulunmanız gereken yerde bulunun. Zaten işe gitmemenin veya işten kaytarmanın sonuçları belli. Ancak eğer gitmeniz gereken sosyal bir etkinlik/toplantı varsa, özellikle de diğer katılanlara söz vermişseniz kesinlikle orada bulunun. Belki çok yorgunsunuz ve öyle bir ortamda hiçbir katkıda bulunmayacaksınız, yine de yüzünüzü gösterin. Tutmadığnız bir söz veya son anda sebepsiz yere iptal edilen görüşmeler, özellikle de sık tekrarlandıkçainsanların size güveninin azalmasına sebep olacaktır.

4. Kilometre taşlarını iyi belirleyin.
Başarıya giden yol belirsiz olsa da, siz kendinize kilometre taşları belirleyin. Bir hedefi gerçekleştirmede ilk yapmanız gereken şey nedir? Örneğin, bu konuda uzman birileriyle görüşmek mi? Birilerine telefon ederek bilgi almak mı? Yoksa projeye hemen başlamak mı?Başarıya giden yol belirsiz olsa da, siz yapmanız gerekenleri iyi sıralarsanız, sonunda her adımı veya hedefi gerçekleştirdikten sonra bir sonraki adımın ne olduğunu bilip, ona göre hareket edersiniz. Winston Churchill’in de dediği gibi: “Üstün tedirginliğimiz, üstün düşünme ve planlamaya dönüşsün.”

5. Harekete geçin.
Ünlü yaşam gurusu Robin Sharma,“Korkunun panzehri harekettir.” demiş. Gerçekten de öyle. İngilizce’de ‘Procrastination’ diye tabir edilen iş erteleme, sadece işi yapmadan önceki anksiyetenizi artıran ve sizi neredeyse paralize eden bir eylemsizlik durumudur. Bir işin içine girmeden, onun neler gerektirdiğini de anlayamazsınız. İşi ertelemek için sürekli bahaneler üretmek, güzel bir atasözümüzde anlatılan “Geline oyna demişler, yerim dar demiş; yerini genişletmişler, yenim dar demiş.” durumundan farksızdır. Bir işi bitirmek için önünüzdeki tek engel kendinizsiniz. Dolayısıyla cesaretiniz toplayın, konsantre olun ve olabildiğince hızlı harekete geçin.

6. Metanet gösterin.
Bugün psikologlar ve eğitimciler çalışmada sürekliliğin ve başarısızlıklar karşısında yılmamanın, başarıya ulaşmada IQ’dan daha önemli bir faktör olduğunun altını çiziyorlar. Yani, çok başarılı insanlar zorluklar karşısında yılmayan kişiler. İşler ters gitse de inançla çalışmalarını sürdürüyorlar ve işlerini yarıda bırakmıyorlar. Bir dağcıyı düşünün, başta kayalıklara kolayca tırmanırken tepenin ortalarına doğru zorlanacaktır. Artan yükseklik, ve zirvenin hala çok uzaklarda oluşu onu yıldırabilir. Ancak bir dağcı çok nadiren yolun ortasında geri aşağıya inmeye karar verir. Sizin de kendi zirvenize doğru ilerlerken böyle bir anlayış içinde olmanız lazım. Eğer siz de gitgide zorlaşan yol ve hala çok uzakta görünen zirvenize tırmanmada yılmazsanız, başarı şansınızı her adımda artırırsınız. 

SIĞ SULARIN BALIĞI OLMAK VE ÇAKILIP KALMAK

Saplanıp kalmak bir yerlerde. Bir şişenin içinde ağzı mantarla
tıkanmış şekilde yaşamak.

Saplanıp kalmak bu dünyada vasatlığın çamurunda .

İçinden hiç bir şey yapmak istememek, heyecanını yitirmek,yaşadığının bile farkına varmamak ta ki kaybetme ihtimali ve ölüm kapıya
gelene kadar.

Kendinden kaçmak, başkalarından kaçmak, saplanıp kalmak kurallarda, yapılması gerekenlerde, olması lazım gelenlerde. Yapılması
gerekenlerle yapmak istenenler arasında bir yerlere saplanıp kalmak.

Dışarda hayallerden oluşan bir dünya beklerken, sallanıp kalmak
kendi yüreğinde, beyninin kıvrımlarında, midenin krampında, gırtlağında bir yerlerde.

Büyük sonsuz heyecanları taşıyan bir dünya bekliyor bizi. Biz de
zincirlerimizi kırmayı, şişelerden çıkmayı, heyecanımızı yeniden ya-
kalamayı bekliyoruz.

İhtiyacımız olan sadece kısır döngüyü kırmak. Kendi yolunda yürüyen insan endişe duymaz. Biz duyuyoruz oysa. Başkalarının gittiği
yoldan gittiğimiz zaman acı çekiyoruz. Amerikayı yeniden keşfetme-
mek için izleri takip ediyoruz ve yitip gidiyoruz ayak izlerinin
derinliklerinde.

Planlanmış hayatlar yaşamaya çalışıyoruz. Düz bir çizgide ilerle-
yerek hayattan keyif almaya çalışıyoruz. Yanılıyoruz.

Kendi yolunda ilerleyen insan pişman olmaz yaptıklarından. Piş-
manlık yapmadıklarımız yapamadıklarımız için duyulur.

Pişmanız biz de asla cesaret edip okyanuslara açılamadığımız için.

Pişmanız sığ limanlarda sığ suların balığı olarak yaşamaya kendimizi mahkum ettiğimiz için.

Neden insanlar oldukları yerlere ve ellerinde olanlara çakılıp kalırlar?

Bilinmeyenden korktukları için mi?
Başarısız olmamak, ellerindekinden de olmamak için mi?
Fakat böyle yaparak zaten başarısız oluyorlar.
Sığ sularda yüzüyorlar. Derinlere gitmekten korkuyorlar.
Eğer bunları özgür iradeleri ile mutlu şekilde yapıyorlarsa sorun
yok.

Çakılıp kalmak kendimizi güvende hissettiğimiz bir alanda kalma-
mıza neden olur. Denemekten çekinir, düşünmeyiz bile. Başarısız
olacağımızdan korkarız, acı çekmekten, elimizdekilerden de olmak-
tan korkarız.

Başarısız olmak belki acı verecektir ancak bizi gün geçtikçe küçül-
tecektir. Rahatlık alanınız içinde kalarak başarılı olan insan sayısı
yok denecek kadar azdır.Başarı derin sulara gitmenizi gerektirir.
Başarı için sizi, sizi huzursuz edecek, rahatsız edecek bilinmeyen sulara
yönelmeniz gerekecektir.

Yatağın hangi tarafında yatıyorsunuz?
Sofrada hangi sandalyeye oturuyorsunuz?
Salonda hangi koltuk veya kanepe sizin?
Kolunuzu kavuşturn. Hangi kolunuz üstte, sağ mı sol mu?

Tüm bunlar alışkanlıklarımız olmuştur. Farkında olmadan öğrenmişizdir. Her sabah aynı tarafa yattığınızı, aynı koltuğa oturduğunuzu, hep aynı kolunuzun üste geldiğini göreceksiniz. Şimdi farklı
yerlere oturmayı, farklı tarafta yatmayı deneyin, kolunuzu ters şekilde kavuşturmayı deneyin.

Neler hissediyorsunuz? Rahatsızlık mı?İçinizden eski yerinize geç-
mek, eski hareketi yapmak gelmiyor mu?

İşte rahatlık alanı budur.

Basit şeylerde bile bize rahatsızlık hissettiren benzer alışkanlıklar,
düşünce kalıpları isteklerimize doğru adım atmamızı engeller.
Sıradan olmak, vasat yaşamlar sürmek size yetiyorsa ve bunu kendinize kabul ettirmişseniz yapacak bir şey yok. Yoksa neden sıradan olmak bize yetiyor?

Yürünmüş yollardan yürümeyi değil kendi yolunuzu oluşturmayı
deneyin bir kez de.

Bırakın kıyıyı. Derinlere açılın.
Bir kez açılın bakın neler yapabileceksiniz siz de şaşıracaksınız.

Nietzsche


Bana anlatma sakın
Riske girseydin eğer
Yola çıksaydın eğer
Neler yapardın neler


Bana anlatma sakın
Yelken açsaydın eğer
Özgür olsaydın eğer
Neler yapardın neler


Sen iskeleye bağlı
Fırtınalardan yoksun
Tatlı rüzgara razı
Ben açık denizlerdeyim
Deniz bu belli olmaz
Huyunu seveyim


Bana anlatma sakın
Riske girseydin eğer
Yola çıksaydın eğer
Neler yapardın neler...

-------------------------------

Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de,
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım, hem güldüm kendi halime,
Sonra dedim ki ;söz ver kendine;
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi da bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan, anladım...


http://www.isimsizsevda.com/ sistesinden alıntıdır.

İnsanlar Neden Başarısız Oluyor?

Merhaba, öncelikle şunu sormak istiyorum: Kim başarısız olduğunu kabul eder? Lütfen bunu bir düşünün. Anlamalısınız ki bunu söyleyen mağdur rolünü oynamaktadır. Benim bu konudaki görüşüm şudur: Bu kişi neden vazgeçtiğini ya da neden hiç başlamadığını temize çıkarmaya çalışıyordur.
Hisse senedi alan birçok kişi, borsada “başarısız” olur. Emlak işine giren kişi, tek bir satış yapmayı “başaramaz”. Operada arya söyleyebilmek isteyen çoğu kişi de “başarısız” olur. Profesyonel sporcu olmak isteyen birçok kişi de “başarısız” olur. Bir şirket açan çoğu kişi de “başarısız” olur. Bir müzik aleti çalmak isteyen çoğu kişi de “başarısız” olur. Kilo vermek isteyen çoğu kişi de “başarısız” olur. O zaman tüm bu insanların başarısız olmaları tüm diğer teşebbüslerde başarısız olmalarıyla aynı nedenden kaynaklanır.

Aslında ne olduğunu biliyorsunuz siz başarısız olmadınız siz BIRAKTINIZ.

Hemen istediğiniz başarıyı yakalamayı beklediniz.

Yaptığınız işte veya amaçta profesyonel olmak ya da iyi olmak zamanla oluşmaktadır.

Sonrası vazgeçmemek ve azimle devam etmektir.

Başarılı insanların başarısızken daha iyi olmak istemeleri, onları vazgeçmekten alıkoydu.

Gerçek şu ki başarısız olmadınız. VAZGEÇTİNİZ.

Ben o kadar da şanslı değilim hayata bir sıfır yenik başlamışız diyor olabilirsiniz.

Ancak PERFORMANS şansı değiştirebilecekse, şanstan bahsetmek yanlıştır
.
Şu anda alternatifler düşünerek, farklı işler düşünerek, zamanı değerlendirerek, para biriktirebilir ve ya istediğiniz sınavı kazanabilir veya derece ile bir faaliyeti kazanabilirsiniz.

Bir iş kurmaya çalışırsanız işin içine performans girer ve şans alakasızdır.
Performans her zaman için bilgiyle ve çalışmayla ilgili olmuştur ve öyle de olacaktır.
Bir insan her şeyde ancak bu şekilde daha iyi olabilir.

Oğlum bana bir soru sordu ve siz bu soruyu nasıl yanıtlardınız bilmek isterdim:
“Baba, okulun golf takımına girme şansım sence nedir?”
Eğer bu soruyu sizin oğlunuz sorsaydı cevabınız ne olurdu.
“Oğlum, şansın bu işle hiçbir ilgisi yok. Takıma girip giremeyeceğini performansın belirler, şansın değil.”

(Tim Sales)





BAŞARILI İNSANLARIN 50 ÖZELLİĞİ

1 – Kendilerini yeterli hissederler.
2 – Çok çalışmak yerine nitelikli çalışırlar.
3 – Orijinal ve yaratıcı fikirleri vardır.
4 – Sevmedikleri işte çalışmazlar.
5 – Sıradan olmaktan hoşlanmazlar.
6 – Küçük zaferlerin tadını çıkarırlar.
7 – Don Kişot gibi yel değirmenleriyle savaşmazlar.
8 – Onlar için başarı sonuç değil, yolda öğrendikleridir.
9 – İlk mücadelede yenildiklerinde vazgeçmezler. (Hemen pes etmezler.)
10 – Yaşamlarındaki değişime hemen başlarlar ama uzun sürede değişeceklerini bilirler.
11 – Eleştirenlerin bile bilgisinden yararlanırlar.
12 – Hedefleri vardır.
13 – Mantıklı davranırlar.
14 – Dinlemeyi en iyi savunma olarak kabul ederler.
15 – Doğuştan değil sonradan kazanırlar.
16 – İşlerini sıralarlar.
17 – Deneyim kazanmayı para kazanmaya tercih ederler.
18 – Kendi kendilerini motive ederler.
19 – Konuşma hızını karşılarındakine göre ayarlarlar.
20 – Ulaşacakları yeri önceden tasarlarlar.
21 – Kişisel gelişimleri eğlenceden önce gelir.
22 – Kim olduklarının ve ne amaçladıklarının farkındadırlar.
23 – Kendilerinden emindirler.
24 – Kendilerine en kötü anda bile moral vermesini bilirler.
25-Onlar için kıdem değil görev önemlidir.
26-Kararlarında direnirler.
27-Tepede de olsalar geniş bir alanda olmayı tercih ederler.
28-Önemsiz konularla ilgilenmezler.
29-Kazandıkları deneyim dışındaki geçmiş olayları geleceğe taşımazlar.
30-İhtiyaç duydukları kadar iyi uyurlar.
31-Sağlıklarına önem verirler.
32-Kimsenin düşünmediğini önceden tahmin ederler.
33-Toplum içinde etkili insanlardır.
34-Yarın için ümitleri vardır ve tabi ki planları da daima vardır.
35-Başarısızlıktan utanmazlar ondan ders alırlar.
36-Başarı onlar için fantezi değil kuraldır.
37-Yeteneklerinin farkındadırlar.
38-Kendilerine uygun rolleri modellerler.
39-Kaybedenlerden ders alırlar.
40-İşlerini ömür boyu sürdürürler , bırakmazlar.
41-Spor yapıp sağlıklı beslenirler.
42-Canları sıkılmaz,çünkü hep yapacak bir işleri vardır.
43-Her günleri aynı değildir.
44-Az konuşur çok dinlerler.
45-İyi gözlem yaparlar.
46-Fırsatları kaçırmazlar.
47-Korkularına yenilmezler.
48-Ne olduklarını değil ne olması gerektiklerini düşünürler.
49-Liderleri örnek alırlar.
50-Destek için yardım istemekten çekinmezler.




Olumlu Düşündürme Teknikleri

Olumlu düşündürme teknikleri şöyle çıktı. İngilizce öğrenmek istiyordum. Hayatta daha birçok istediğimiz şeyler de vardır. Sonra şunu fark ettim. En ufak bir bilgi bile bu işin motivasyonudur. Kıvılcımıdır. Basite indirgersek çok basittir. Ancak değer verirsek en ufak bir bilgi bile hazinedir. Hatta alfabede bir harf bile müthiş bir bilgidir. ( O zaman işte Hz. Ali'nin "Bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." sözü ne kadar anlamlı oluyor.) 

Yaptığımız şeye değer verirsek, inanırsak, onu hayatımızda kullanacağımızı bilirsek, kullanmasak bile bizi daha anlamlı ve bilgili yaptığını bilirsek işte o zaman öğrenmek anlamlı olur. 

Olumlu düşündürme tekniği nedir?
Aslında çok basit en küçük şeye önem vermek ve sonrasına öğrenmeye izin vermektir.

Bu ne demek? Yani hayatta yaşamamızın tüm vücut organlarının yaptıkları önemli işlevlerin dışında en başta basit olarak nefes almaktır. Hayatımızda bizim için nefes almak çok basittir. Ancak bu basitlik vücuttaki hareketin öncüsüdür. Yani yapılacak olan en küçük hareketimizin diğerlerini tetiklemesidir. Ev temizleyeceksiniz en ufak işe başlarız ve devamı gelir. Eğer önem verirsek bu işin bize haz vereceğini bilirsek çok daha fazla efor veya hızlı bitiririz. Bu ilk bulunan bir şey değil tabi ki … “Başlamak bitirmenin yarısıdır.” , “Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar.” Veya Sır, Yüzde yüz düşünce gücü gibi sözler ve düşünceler de bunu ima ederler. Benim istediğim farkındalığınızı açmak.

Bir şeyi öğrenirken bir harfin bile faydası vardır. En ufak bir bilginin bile hayatınızı değiştirmeye başladığını biliyorsunuz. Mesela yabancı bir kelimeyi bir yerden öğrendiğiniz de bu hayatınızda başka bir alanda size tekrar faydası dokunacaktır. Buna sizde şaşıracaksınız. 

Anlamadığınızı sandığınız matematikteki en ufak bilgiler bütünü oluşturur. Zorluğu zihninizde yaratırız. Aslında çabaladığınız da çok büyük bilgi alabileceğinizi biliyorsunuz.

Einstein eğer beynimizin %17'sini kullanıyorsak 40 dil öğrenebiliriz demiştir! Evet, kaç yaşında olursanız olun, her şeyi yapabilirsiniz.

Bazen bir şeyleri öğrenmenin en iyi kaynağı Meraktır

Artık bilmediğiniz konuda internet sayesinde harika bir ansiklopedi var. Elinizde atomu parçalayacak bir güç var desek yanlış olmaz. 

Gerekli çabayı, gerekli fedakârlığı yaparak istediğinizi yaparsınız.

Unutmayın bilgi öğrendikçe çoğalarak devam eder. Çoğaldıkça zihin açılır. 


Teşekkürler.

Sayfalar

Popüler Yayınlar