Kendine Güven ve İletişim Olumlama Sözleri

Kendine güven harika birşey herşeyi yapabileceğinizi düşünüyorsunuz.

Coşkulusunuz içinizde harika bir elektriklenme var. Mutlusunuz.

Patronunuzla rahatlıkla konuşuyorsunuz. Arkadaşlarınızla rahatlıkla iletişim halindesiniz. İstediğiniz zaman spor yapıyor istediğinizde rejime giriyor ve siz istediğiniz zaman istediğinizi yapıyorsunuz. Spor da başarılısınız İsteklerinizi özgürce ifade ediyorsunuz. İstediğiniz de hayır demeyi biliyorsunuz. En iyi satışı yapabilirsiniz, en iyi oyunu oynayabilir, yaratıcı olabilirsiniz. Çünkü coşku v

Çünkü kendinize güveniyorsunuz.

İsterseniz herşeyi yapabileceğinizi biliyorsunuz.

KAPA ÇENENİ VE HAREKETE GEÇ


KAPA ÇENENİ VE HAREKETE GEÇ.

Her şeye söyleniyorsun.


Şikayet ediyorsun.



Vazgeçiyorsun.


                               

Başkalarıyla karşılaştırıyorsun.



Kendini bırakıyorsun.

Başkalarının sözlerini çok fazla önemsiyorsun. Kendinin ne yapman gerektiğine odaklanamıyorsun.

Ya da kendinin ne istediğine ...

O başarıyı yakalayana kadar çabalamak istemiyorsun. Hemen olsun istiyorsun.

Artık bundan sonra ne yaptığını ve ne yapmaman gerektiğini biliyorsun.
Formül çok basit


KAPA ÇENENİ VE HAREKETE GEÇ.

Motivasyon Arayanlar Buraya… Arnold Schwarzenegger!

İnsanlar her zaman bana sorar. “Başarının sırrı nedir?” diye…
Bir Numaralı Kural: Kendine Güven
Bunun için önce en derine inip, “kim olmak istediğinizi” sormalısınız.
“Ne olmak” istediğiniz değil, “kim olmak” istediğinizi…
Ailenizin ya da öğretmenlerinizin ne olmanızı istediği değil, “sizin” ne olmak istediğiniz.
Sizi neyin mutlu ettiğini anlamanız.
Diğer insanlara ne kadar saçma ya da çılgınca gelirse gelsin.
Öyleyse birinci kural, başkaları ne düşünürse düşünsün, kendinize inanmaktır.
İki Numaralı Kural: Kuralları Yıkın.
Hayatta herşey için kurallar var. Ben derim ki, kuralları yıkın.
Kanunları çiğneyin demiyorum. Ama klişeleri kırın.
Her zaman kurallara ve kalıplara uyarak, orijinal olmak mümkün değildir.
Kalıpların dışında düşünmeniz lazım, ben buna inanırım.
Bu dünyada bulunma nedenimiz, sadece herkes tarafından sevilmek ve sorunlardan kaçmak mı?
Eğer ben bugün bir yerlere geldim diyebiliyorsam bu, bazı kuralları yıkmış olmamdandır.
Üç Numaralı Kural: Başarısız Olmaktan Korkmayın.
Denediğim her şeyde, başarısız olabileceğimi de kabul etmişimdir.
Her zaman kazanan olamayabilirsiniz, ama sırf bu yüzden, kararlar almaktan korkmayın.
Başarısızlığın korkusu ile hareketsiz kalamazsınız, yoksa asla kendinizi daha iyisi için zorlayamazsınız.
Kendinize ve geleceğinize inanıyorsanız, kendinizi daha iyisi için zorlayabilirsiniz.
Doğru olan da budur ve sonunda başarı da gelecektir.
Dört Numaralı Kural: “Yapamazsın”cılara Kulak Asmayın.
Onları her zaman duyarsınız: “Onu yapamazsın, bunu yapamazsın, daha önce hiç yapılmadı…”
Biri bana “daha önce hiç yapılamadı, sen de yapamazsın” dediğinde özellikle mutlu olurum,
ki başardığımda, bunu yapabilmiş ilk kişi ben olayım.
Siz de çevrenizdeki “yapamazsın” diyenlere asla kulak asmayın.
Her zaman kendi kendime dediğim gibi… “Evet, yapabilirsin!”
Beş Numaralı ve En Önemli Kural: Delicesine Çalışın.
Her zaman elimi taşın altına koymaya inanırım.
En büyük kahramanlarımdan Muhammed Ali’ye kaç adet mekik yaptığı sorulduğunda;
“Ben mekiklerimi saymam. Sadece artık acımaya başladığında saymaya başlarım.”
“Çünkü gerçekten sayılması gerekenler onlardır!”
İşte bu düşünce sizi zirveye taşıyacaktır, bu hayatın her alanında böyledir.
Acı yoksa kazanç da yok!
Tabii ki hayatta keyif almak da önemlidir.
Ama şunu bilin ki, siz ortalıkta partiler verip takılırken, aynı anda birileri sıkı çalışıyor.
Birileri daha zekice davranıyor ve kazanıyor. Bunu hatırlayın.
Eğer siz de kazanan olmak istiyorsanız, sıkı çalışmaktan başka bir yol yok!
Her zaman derim ki, bir gün 24 saatten oluşur ve bunun 6 saati de uyursam, geriye 18 saat kalır.
“Ama ben 8-9 saat uyurum” dediğinizi duyar gibiyim. O zaman daha hızlı uyuyun, tavsiye ederim.
Her zaman hatırlayın ki, başarı basamaklarını elleriniz cebinizde çıkamazsınız.
Ve Altı Numaralı Kural: Yardım Edin.
Hayatta nerede olursanız olun, her zaman başkalarına yardım edebilmelisiniz.
Çevreniz, şehriniz ya da ülkeniz için yardımda bulunabilirsiniz.
Çevrenizde sizden daha kötü durumdakilere yardım eli uzatabilmek,
size hayatta başka herhangi bir şeyin verebileceği tatminden çok daha fazlasını verecektir.
İşte bu 6 kuralı hatırlayın…


http://www.p90xtr.com/ sitesinden alıntıdır.




Artık Beynin %2'sini değil %20'sini Kullanalım

Hepimiz beynimizin çok azını kullanıyoruz? Peki neden? Einstein bile beyninin %20'sini 
kullanıyorsa biz neden %2'si ile yetiniyoruz. Aslında bu soru yerine insan beyninin eğitilmesi 
üzerine düşünelim. İnsan evrim geçiren bir canlı. Yani öğrenmeye devamlı açık bu da beyninin 
devamlı farklı şeyler düşünerek değişmesini sağlıyor. Eğer biz bu beyni boş amaçlar ile 
kullanırsak bu konular üzerinde beyin yoğunlaşır. Daha doğrusu bu konularda beyin iyi olur. 
Bir ders çalışırken veya birşey öğrenirken bunun hemen olmayacağı aşikardır. Yani eğer ip 
atlamaya başlarsanız. İlk gün yorgunluktan belki 100 tane atlayamayacak ve çok hata 
yapacaksınız. Ancak yavaş yavaş yaklaşık bir ay bile olmadan 200 adet çok az hatayla yapmaya başlayacaksınız. Aynı şekilde matematik veya beyin performansı arttırma için uğraşacaksınız ve 
 yavaş yavaş çok başarılı olacaksınız. Beynin öğrenme süresi 21 gün derler. Bu süre sonunda 
beyin alışkanlık yapar ve öğrendiği konuyu daha çabuk kavrar. Ya da o işe girişmek daha kolay 
olur. Buna göre beynimizin yine ne olacağına ne yapacağına biz karar veriyoruz.

ÇOKLU ZEKA ve ÖĞRENME VE ÇOCUKLARDA ZEKA VE ÖZGÜVEN

   
         ÇOKLU ZEKA ve ÖĞRENME
    Önemli olan ne kadar zeki oldukları değil, hangi konuda zeki olduklarıdır

Zekânın tek tip olduğunu, doğuşla sabit bir düzeyde gelip hep aynı düzeyde kaldığını savunan 
eski inançlar, Harvard Üniversitesi profesörlerinden Howard Gardner'ın Çoklu Zeka Teorisi ile yıkılıyor.
Gardner'a göre yedi tip zeka doğuştan her çocukta değişik düzeylerde bulunuyor ve küçük yaşlardan başlayarak yaşam boyu bütün zeka tipleri geliştirilebiliyor.
'Çok yönlü zeka' teorisi ile sadece dil ve matematik zekasını göz önünde bulunduran okullardaki klasik 
eğitim sistemi, buna dayalı klasik zeka testi ve zekanın eski tanımı tarihe karışıyor.
Gardner, 7 tip zekayı, dilsel zeka, görsel zeka, matematik zekası, harakete dayalı (bedensel) zeka, muzik zekası, kişislerarası (sosyal) zeka ve kişinin kendine dönük zekası olarak adlandırıyor.
 
7 TİP ZEKANIN TANIMLARI

Dilsel zeka
Konuşma ve yazma dilinde kelimeleri etkili ve akıllıca kullanma kapasite ve yeteneğidir. (Şair, yazar, gazeteci ve politikacılar ) 

Görsel zeka
Etrafindaki objektleri hayalinde canlandırma ve görme yeteneğidir. (Ressam, mimar, fotografcı ve dekoratörler)

Matematik zekası
Numaralari akıllıca kullanmak ve sebep sonuç ilişkisi kurabilme yeteneğidir. (Bilim adamları, matematikciler ve bilgisayar programcıları)

Bedensel zeka
Kişinin kendisini ifade etmesinde bedenini (dans, mimik, pandomim) kullanma kapasitesi ve kişinin ellerini birşeyler yaratmakta ( heykel ya da seramik çalışmaları) kullanma yeteneğidir. (atletler, aktörler, danscilar, heykeltıraşlar)

Müzik zekası
Seslere hassaslık gösterme kapasitesi ve kendisini muzikle ifade etme yeteneğidir. (Müzisyenler)

Kişilerarası zeka
Baskalarının ruh hallerini, hislerini, duygularını, mizaclarini anlama kapasitesi ve yetenegidir. ( ögut veren-danişman, ögretmen, politikal liderler)

Kişinin kendine dönük zekası
kendini yönlendirme, idare etme ve kendini tanıma  kapasitesidir. (psikologlar, psikoterapistler, )
KAREKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ
Dilsel zeka
Bu tip çocukların kelime hazineleri çok geniştir. Masal, hikaye ya da fikra anlatmaktan zevk alırlar. Okumayı, kelime oyunlarını ve bulmaca çözmeyi cok severler. Küçük çocuklar kendilerine kitap okunmasından ya da hikaye anlatılmasından hoşlanırlar. Kafiyeli kelimeleri bulup bunları kullanmaktan ve tekerlemeleri hızla söylemekten hoşlanırlar.
Görsel zeka
Bu tip çocuklar yaşıtlarından daha çok hayal kurarlar. Yap-boz, labirant gibi görsel faaliyetlerden hoşlanırlar. Yaşıtlarına kıyasla çizimleri ve resimleri çok güzeldir. Film, slayt gibi görsel gösterileri çok severler.
Mantıksal-Matematik zekası
Herşeyin nasıl çalıştığını merak eder ve sorular sorarlar. Matematik en sevdikleri derstir. Matematikle ilgili oyunlar oynamak onlara cok zevkli gelir. Dama, satranç gibi düşündüren oyunları oynamaktan zevk alırlar. Mantığa dayalı yap-boz ya da matematik yetenek soruları çözmek çok hoşlarına gider.
Harekete dayalı (bedensel) zeka
Bu tip çocuklar çok hareketlidirler. Koşmayı, zıplamayı, güreşmeyi çok severler.  Mimik ve hareketleri çok iyi taklit ederler. Eşyalari ya da benzer şeyleri parçalara ayırıp tekrar birleştirmeyi severler.  Tahta oyma, dikiş dikme, örgü örme gibi el becerileri isteyen işlerde yeteneklidirler.
Müzik zekası
Pek çoğunun güzel sesi vardır ya da güzel şarki söylerler. Müzik aleti çalmaya heveslidirler ya da çalıyorlardır. Müzik dinlemeyi sever, okul dışında öğrendikleri şarkıları söylemekten çok hoşlanırlar.  Koro ya da buna benzer faaliyetlere katılmaktan zevk alırlar.
Kişilerarası (sosyal) zeka
Liderlik özelliklerine sahip olan bu çocuklar arkadaşları arasında en popüler olan çocuklardır. Sosyal faaliyetlere katılmaktan zevk alırlar. Klüplerde, organizasyonlarda, komitelerde yer almayı severler.  Birden fazla yakın arkadaşları vardır. Başkalarına önem verir ve onlar için endişelenirler.
Kişinin kendine dönük zekası
Bağımsız ve kendi başlarına buyrukturlar.  İlgi duydukları şeyler ya da hobiler hakkında pek fazla konuşmazlar. Hislerini eksiksiz, abartmadan olduğu gibi söylerler. Genelde tek başına çalışmayı ve oynamayı tercih ederler.

 
ÖĞRENME YOLLARI
Yukarda tanımları ve karekteristik özellikleri belirtilen zeka tiplerine baktığımızda hepsinin birbirinden farklı olduğunu görürüz. Herkesin birbirinden farklı algılama ve anlama, olaylara birbirinden farklı yaklaşım ve problem çözme yetenek ve tarzları vardır. Herkesin öğrenme şekilleri de birbirlerinden farklıdır.
Görsel zekası gelişmiş olan çocuklar resimlerle ve video filmlerle daha zevkli öğrenirlerken, bedensel zekası olan çocuklar dokunarak, deneyerek ve uygulayarak daha iyi öğrenirler. Matematik zekalı çocuklar mantiğa dayalı, sebep sonuç ilişkileriyle rahatca öğrenirken, müzik zekalı cocuklar müzikle, dilsel zekası olan çocuklar ise dinleyerek ve okuyarak öğrenmede daha başarılı olurlar, sosyal zekalı çocuklar konuşup, iletişim kurarak, kendine dönük zekası olan çocuklar ise tek başına çalışarak öğrenmekten zevk alırlar.
OKULLARDA UYGULANMASI
Çoklu zeka teorisinin sınıflarda uygulanması için öğretmenlerin değişik ders metodları ve onlara uygun değişik malzemeler kullanmaları gerekir. Bunu daha açacak olursak aynı şeyi farkli metodlarla ve malzemelerle öğretmek, birbirinden farkli anlama kapasitesi olan çocukların daha kolay öğrenmelerini sağlayacaktır. Çoklu zeka teorisinin okullarda öğretmenler tarafindan uygulanması çocukların üstün olan zekalarını (yönlerini) ortaya çıkaracak ve bu yönlerini geliştirip kuvvetlendirmelerini sağlayacaktır. Ayrıca sınıfta kendilerine sağlanan çoklu zeka teorisine göre hazırlanmış ders ortamlarında diğer zeka tipleri de gelişecektir.
Zeka tipi ne olursa olsun her çocuğun kuvvetli ve zayıf olduğu yanları vardır. Eğer okullarda bu zeka tiplerinden sadece bir ya da ikisi kullanılırsa, zeka tipi bunun dışında kalan çocuklar kendi yetenekli yanlarını geliştiremeyecek, öğrenme işini zevk almadan ve daha uzun sürede tamamlayacak ya da hiç öğrenemeyeceklerdir.
'Çoklu Zeka' yöntemiyle çocuklar kendi üstün ve yaratici yanlarını keşfedip bunu daha da kuvvetlendiriyor ve diğer zeka tiplerini de geliştirme şansına kavuşuyorlar. Böylece çok yönlü yetişen çocukların kendilerine olan güvenleri artıyor, okula ve öğrenmeye karşı daha ılımlı bir tutum ve davranış geliştiriyor ve daha başarılı oluyorlar.
 
SONUÇ
Sonuç olarak 7 tip zeka ve değişik öğrenme yolları varken tek tip zekaya hitap edecek, tek tip öğrenme şekliyle cocukları bir kalıp içine sokmaya çalışmak, toplum için yetişecek pek çok dahiye engel olmak demektir.  Dahi demek, halen pek çok okulda uygulanan ve önem verilen, sadece matematik ve dilde yetenekli olmak değildir.  Çocuklar müzikte, bedenleriyle, sosyal yönleri, kendilerine dönük zeka ve görsel olarak ta zeki ve yeteneklidirler. Onlara bu yeteneklerini gösterme, geliştirme ve başarılı olma şansi verilmelidir.
 
 ÇOKLU ZEKA ANKETİ
 
Çocuklarda Çoklu Zekanın anlaşılmasında yardımcı olacak bu anketteki soruları çocuklara sorabilir ya da onlar adına siz cevaplayabilirsiniz. (Yaşı küçük olan çocuklar için soruları anne-babalar ya da öğretmenler cevaplayabilirler.) Bu anketi siz büyükler kendinize de uygulayabilirsiniz. 
Ankette soruları cevaplarken size ya da çocuğunuza uyan her satırın yanına (X) bir işaret koyun ve anketin bitiminde (X) işaretlerinin hangi zeka tipinde daha fazla olduğuna bakınız. 
Dilsel Zeka 
__  Kitaplar benim için çok önemlidir. 
__  Okumaya, konuşmaya ya da yazmaya başlayacağım zaman kelimeleri adeta kafamın içinde 
      duyarım. 
__  Dinleyerek daha rahat öğrenirim. 
__  Kelime oyunlarından hoşlanırım. 
__  Kendimi ya da başkalarını tekerlemeler söyleyerek ya da anlamlı anlamsız birbirleriyle kafiyeler 
      oluşturan kelimeler söyleyerek oyalarım ve eğlendiririm. 
__  Arkadaşlarım bazen, konuşurken ya da yazarken kullandığım kelimelerin anlamını soraralar. 
__  Okuldaki derslerden Türkçe dilbigisi, tarih ve kompozisyon diğer derslerden (matematik, fen 
      dersleri) 
      daha kolay ve zevkli gelir bana. 
__  Arabada giderken ya da yolda yürürken ilan ya da reklam panolarının üzerindeki resimlerden çok 
      yazıları dikkatimi çeker. 
__  Sohbet eder ya da konuşurken okuduğum ya da duyduğum şeylerden örnekler kullanırım hep. 
__  Geçtiğimiz günlerde yazdığım bir kompozisyon çok beğenildi ve bu yazımla çevremde tanındım. 
Mantıksal-Matematik zekası 
__  Matematik işlemlerini aklımdan kolayca çözebilirim. 
__  Okuldaki dersler arasından en çok sevdiklerim matematik ve fen dersleridir. 
__  Yetenek ve matematik problemlerini çözmeyi çok severim. 
__  Deneyler yapmaktan hoşlanırım. (mesela eğer saksıda yetiştirdiğim çiçeklerin haftalık suyunu 
      iki misline çıkarırsam ne olur gibi.) 
__  Bilimdeki yeni gelişmeler ilgimi çeker ve dergilerden takip ederim. 
__  Aletlerin, makinaların nasıl çalıştığını merak eder ve bunlarla ilgili sorular sorarım. 
__  Matematik ile ilgili oyunlardan, bilgisayar oyunlarından, mantığa dayalı bulmacalar çözmekten, 
      satranç ve dama gibi düşündüren oyunlardan zevk alırım. 
__  Nesneleri büyüklüklerine, ağırlıklarına göre sınıflandırmaktan hoşlanırım. 
__  Çevremdeki nesnelerin uzunlukları, ölçüleri, sınıflara göre gruplanmaları biliniyorsa bu beni 
      rahatlatır.
Görsel Zeka 
__  Gözlerimi kapattığımda düşündüklerimi kafamda çok net görebiliyorum. 
__  Renklere karşı duyarlıyımdır ve ilgimi çekerler. 
__  Fotoğraf çekmeye ya da film çekmeye hep istek duyarım. (Gittiğim pek çok yerde fotoğraf 
      çekmeyi ya da film makinası ile gördüklerimi çekmeyi severim.) 
__  Rüyalarım çok nettir ve onları kolay hatırlarım. 
__  Hayal kurmayı severim. 
__  Hiç bilmediğim bir yerde yolumu bulabilirim. 
__  Resim yapmayı ve boyamayı çok severim. Defterlerimin içinde kara kalem karalama resimler 
      görebilirsiniz. 
__  Okulda geometri dersi bana cebir dersinden daha kolay gelir. 
__  Resimli kitapları ya da yazıları daha çok severim. 
__  Yap-boz, labirant gibi oyunlardan hoşlanırım. 
__  Film ve slayt seyretmeyi ve fotoğraflara bakmayı severim. 
__  Harita, diagram ve tabloları düz yazılardan daha kolay anlarım. 
__  Legolar her zaman sevdiğim oyuncaklar arasında yer almıştır.
Bedensel (harekete dayalı) Zeka 
__  Devamlı yaptığım birden fazla spor var. 
__  Uzun süre hareket etmeden bir yerde oturmak benim için oldukça zor birşeydir. 
__  Boş vakitlerimi genelde dışarda geçirmeyi severim. 
__  Aklıma gelen en iyi fikirler genelde ya koşarken, ya yürüyüş yaparken ya da bir sporla meşgul 
      olduğum zaman gelir. 
__  Birisiyle konuşurken genelde anlattıklarımı ellerim ve vücudumu da kullanarak anlatırım. 
__  Dikiş dikmek, örgü örmek, tahta oymak, hamur, kil gibi el işleriy ile uğraşmak benim için çok 
      zevklidir. 
__  Okumak ya da seyretmektense bir şeyi yaparak öğrenmeyi tercih ediyorum. Uygulayarak 
      daha iyi öğreniyorum. 
__  Beden eğitimi ve el işi dersleri sevdiğim derslerin başında gelir. 
__  Koşmayı, zıplamayı, güreşmeyi çok severim. 
__  Gördüğüm yeni bir şeye hemen elime alır dokunurum. 
__  Tamir işlerini ve eşyaları birbirinden ayırıp tekrar birleştirmeyi severim. 
Müziksel Zeka 
__  Tanıdıklarım sesimin güzel olduğunu söylerler. (Güzel bir sesim var.) 
__  Çevredeki seslere karşı hasassımdır. Dışardan gelen yağmur sesi ya da herhangi 
      bir gürültü dikkatimi çeker. 
__  Bir notanın yanlış çalındığını anlayabilirim. 
__  Müzik dinlemeyi çok severim. 
__  Bir müzik aleti çalıyorum. 
__  Bir koroda şarkı söylüyorum. 
__  Hayatımda müzik olmasa büyük eksiklik hissederdim. 
__  Bazen yolda yürürken kendi kendime melodiler mırıldandığımı farkederim. 
__  Basit bir müzik aleti ile çalan bir müziğe eşlik edebilirim. 
__  Pek çok şarkının melodisini ve sözlerini bilirim. 
__  Şarkı sözlerini yazdığım bir defterim var. 
__  Bir şarkıyı bir ya da iki kere dinledikten sonra o şarkıyı rahatça söyleyebilirim 
__  Çoğu zaman bir işle meşgulken, ders çalışırken ya da yeni bir şey öğrenirken 
      masaya ritmik şekilde vururum ya da kendi kendime bir melodi mırıldanırım. 
Sosyal Zeka 
__  Arkadaşlarımla beraber vakit geçirmeyi çok severim. 
__  Arkadaşlarıma sorunlarını çözmelerinde yardımcı olurum. 
__  Okulda ya da dışarda arkadaşlarımla oynarken onları yönlendirir ve liderlik ederim. 
__  Okulun ders dışındaki faaliyetlerine katılırım. Okul ya da okul dışında kulüplerde görevler 
      alırım. 
__  Arkaşlarıma derslerinde yardımcı olmaktan ve onları çalıştırmaktan hoşlanırım. 
__  Çok arkadaşım var ve bunların pek çoğu da yakın arkadaşlarımdır. 
__  Arkadaşlarım için endişe eder, onların üzüntü ya da sevinçlerini paylaşmaktan memnun olurum. 
__  Arkadaşlarım her zaman benimle vakit geçirmekten hoşlanırlar ve beni hep ararlar. 
Kişinin kendine dönük (öze dönük) zekası 
__  Kendi başıma olmaktan hoşlanırım. 
__  Kendi başıma öğrenmekten hoşlanırım. 
__  Kendi başıma ders çalışarak daha iyi öğreniyorum. 
__  Boş vakitlerimde tek başıma bir şeyler yapmak bana çok zevk verir. 
__  Derslerim ya da uğraştığım hobilerimle ilgili bana çok soru sorulmasından hoşlanmam. 
__  Düşünce ve duygularımı, olduğu gibi rahatça söylerim. 
__  Kendime göre bir düzenim vardır. Ne yapacağımı gayet iyi bilirim. Pek kimseye akıl danışmam. 

YA
     Ra
            TICI
                 LIK     NEDİR?
 

İnsanlara bir şeyin nasıl yapılması gerektiğini söylemeyin. Yapılmasını istediğiniz şeyin ne olduğunu söyleyin ve yaratıcılıkları ile sizi nasıl 
hayran bırakacaklarını görün. 
General George S. Patton


Yaratıcılık, olmayan birşeyi hayal edebilme, bir şeyi herkesten farkli yollarla yapabilme ve yeni fikirler geliştirebilme yeteneğidir. Başka bir deyişle yaratıcılık herkesin gördüğü şeyi aynı görüp onunla ilgili farklı şeyler düşünebilmektir. Yaratıcılık günlük olaylara ve nesnelere herkesten farklı bakabilmek ve farklı yaklaşım tarzı geliştirebilmektir. Yaratıcılık, olağan, günlük şeylerin özel olmasını, özel şeylerin de daha çok günlük hayata girip doğal şeyler olmasını sağlar. 
Eğer hayatınızdaki günlük şeyleri farklı ve yeni yollarla yapıyorsanız bu sizin yaratıcılığınızı gösterir. Örneğin evinizde ya da işinizde hergün yaptığınız işleri değişik şekillerde, değişik yollarla yaparak yine aynı sonucu almanız bu işlerin yapılış şekline yaratıcılık katmış olmanız demektir. Denediğiniz her yeni şey size yeni bir şey öğretecektir.  Denediğiniz yeniliklerde hatalar yapabilirsiniz. Yaratıcı olmanın riskli tarafıdır bu. Risk alarak yeni şeyler dener ve keşfedersiniz. 
Bunların hepsi çocuklar için de geçerlidir. Verilen bir resim ödevinde çocukların aynı konulu resmi, aynı yollarla yapmalarını istemeniz, çocukların kendilerince yeni şeyler denemelerine, keşfetmelerine ve öğrenmelerine engel olacaktır. Çocuklara deneme şansı vererek risk almalarına ve yeni şeyler keşfetmelerine ortam sağlanmalıdır. Önemli olan resmin son şekli değildir. Önemli olan bu resmi bitirene kadar denedikleri yeni yollar ve kendi buluşları ile ortaya çıkarttıkları resimdir.
Deneme ve keşfetme şansı verilmeyen ve bir şeyi yapmak için aynı kalıplar içinde, aynı yolları takip etmesi istenen çocuk kendisinde var olan yaratıcı yanını farkedip keşfedemez. Yaratıcılığını kullanma şansı verilmeyen çocuk yeni şeyler denemek için riske atılma cesareti gösteremez. 
Resim dersleri çocukların yaratıcılığını arttırmakta onlara imkan sağlayan bir dersdir. Ama konumuz yaratıcılık, bunun çok daha ötesinde olup çocukların her konuda yaratıcı olmalarını sağlamaktır. Çocuklar öğrenirken ve uygularken sanatın dışındaki derslerde ve hatta okul dışında da yaratıcı olabilirler. Mesela matematik ödevini hazırlayan bir çocuk, bir problemi, denklemlerin dışına çıkıp kendi yoluyla çözebiliyor ve bunu anlatmak için de resimler (ya da şema, çizim vs.) kullanıyorsa bu o çocuğun matematik ödevini hazırlarken yaratıcılığını kullandığını ve risk alma cesaretini gösterir. 
 
* * * * * * * * * * * * * * * *
Bu sayfada çocukların yaratıcılıklarının okulda ya da evde yeterince desteklenip desteklenmediğini anlamanızda size yardımcı olacak bir anket bulacaksınız. Büyük çocuklar anketteki soruları kendileri 
yanıtlayabilirler. Küçük çocuklar için anne-baba ya da öğretmenler soruları çocuklar adına yanıtlayabilirler. 
Sorular doğru ya da yanlış diye yanıtlanacaktır. (D ya da Y.) Anketin sonunda bir yanıt tablosu bulacaksınız. Bu tablodan yararlanarak aldığınız yanıtları karşılaştırın. Tablo, soruların doğru  yanıtlarını vermektedir. 


 
   A
   N
   K
   E
   T

__1.    Evde (ya da okulda) aptal bir soru sorduğum endişesine kapılmadan aklıma takılan her 
         soruyu sorabilirim. 
__2.   Evde (ya da okulda) yapıp hazırlayacağım bir şey için değişik yollar uygulama özgürlüğüm 
         var. 
__3.   Bir şeyi mükemmel yaptığım zaman çevremdekiler tarafından nasıl karşılanacağımı biliyorum. 
__4.   Evde (ya da okulda) uymam gereken pek çok kural var. 
__5.   Evde (okulda) her konuda benim de fikrim sorulur. 
__6.   Evde (okulda) herşey hep aynı, pek fazla değişiklik olduğu yok. 
__7.   Her yapacağım yeni şey için önce izin almam gerekir. 
__8.   Annem ve babam (öğretmenim) benim söylediğim şeylere önem verirler. 
__9.   Evde (okulda) en önemli konu benim mükemmel olmamdır. 
__10. Annem ve babam (öğretmenim) yaratıcı olmam konusunda bana çok destek oluyorlar. 
__11. Bir şeyi nasıl yapacağım bana hep annem ve babam (öğretmenim) tarafından söylenir. 
__12. Annem ve babam sürekli ne yaptığıma ve bunları nasıl yaptığıma  dikkat ederler. 
__13. Annem ve babam (öğretmenim) bir şeyin nasıl yapılacağına dair kendi başıma düşünmem 
         için bana zaman verir ve kendi başıma karar vermemde destek olurlar. 
__14. Evde (okulda) insanlar arasında çok rekabet var. 
__15. Evde (okulda) yapacaklarımla ilgili anlatacak çok şeyim var.
__16. Evdeki (okuldaki) kuralların arkasında yatan sebeplerin pek çoğunu biliyorum. 
__17. Üzerinde çalıştığım bir şey ile ilgili herşeyi denemeye iznim var. 
__18. Evde (okulda, sınıfta) önemli kararlar için benim fikrim her zaman alınır. 
__19. Annem ve babam (öğretmenim) istedikleri bir şeyi yapmam için bana vaadlerde 
         bulunurlar. 
__20. Annem ve babam (ögretmenim) birşey yaparken yaratıcıdırlar. 
__21. Yaptığım hatalardan dolayı evde (okulda) cezalandırılırım. 
__22. Annem ve babam (öğretmenim) yaptıkları işten gerçekten zevk alıyorlar. 
__23. Annem ve babam (öğretmenim) bana sabırlı davranırlar. 
__24. Evde (okulda, sınıfta) sessizlik istenir. 
__25. Annem ve babam (öğretmenim) yaptığım bir şey ile ilgili yeni yollar denememde bana destek 
         olurlar. 
__26. Evde (okulda) çalışmayı çok seviyorum ve eğlenceli buluyorum. 
__27. Yaptığım seylerin pek çoğunu annem ve babamı (öğretmenimi) memnun etmek için 
          yapıyorum. 
__28. Ailemi her zaman ziyarete gelen arkadaşları olur. 
__29. Annem ve babam (öğretmenim) benimle olmaktan utanıyorlar. 
__30. Annem ve babam (öğretmenlerim) çok soru soruyor olmamdan memnunlar. 
__31. Ödevlerimi ve başka işlerimi mükemmel bir şekilde yapmam için büyük baskı altındayım. 
__32. Herşeyi derli toplu tutmak evdeki (okuldaki) en önemli kurallardan biridir. 
__33. Evde (okulda, sınıfta) üzerinde çalıştığım bir şeyde özgür bırakılıyorum. 
__34. Ailem (öğretmenlerim) beni gerçekten seviyor. 
__35. Karnemin çok iyi olması ailem (öğretmenlerim) için son derece önemlidir. 
__36. Evde (okulda) neşeli bir ortam içindeyim. 
__37. Ailem (öğretmenlerim) bana saygı duyuyor. 
__38. Neler hissettiğimi aileme (okulda öğretmenlerime) rahatlıkla söyleyebiliyorum. 
__39. Ailem (öğretmenlerim) benim ilgi alanımın ne olduğunu anlamak ve bulmak için 
         çaba sarfediyor. 
__40. Annem ve babam her zaman yeni şeyler denerler. 
__41. Bana annemin ve babamın her konuda, her zaman haklı ve doğru oldukları öğretildi. 
__42. Bizim evimizde (okulda) ilginizi çekecek birbirinden değişik ve ilginç şeyler var. 
__43. Yapacağım herhangi bir işin ya da katılacağım herhangi bir faaliyetin her türlü detaylı planları 
          annem ve babam (öğretmenlerim) tarafından yapılır. 
__44. Evde (okulda) kendimi çok özel ve önemli hissederim. 
__45. Annem ve babam, her zaman yeni faaliyetlere katılmamı teşvik ederler. 
__46. Ailem, evde boş zamanlarımda yaptığım pek çok şeyde bana özgürlük verir. 
__47. Dersimi çalışıp ödevlerimi yapmamdaki en büyük neden, bunların sonunda bana annem ya da 
         babam tarafından vaad edilen hediye, para ya da ödüllerdir. 
__48. Ailem(öğretmenim) beni, arkadaşlarımla ya da tek başıma oynarken hayal gücümü 
         kullanmam için destekler. 
__49. Evde (okulda öğretmenim) annem ve babam beni hep eleştirirler. 
__50. Annem ve babam benimle vakit geçirmekten çok hoşlanıyorlar. 
 
Yanıt Tablosu
 
1.D
2.D
3.Y
4.Y
5.D
6.Y
7.Y
8.D
9.Y
10.D
11.Y
12.Y
13.D
14.Y
15.D
16.D
17.D
18.D
19.Y
20.D
21.Y
22.D
23.D
24.Y
25.D
26.D
27.Y
28.D
29.Y
30.D
31.Y
32.Y
33.D
34.D
35.Y
36.D
37.D
38.D
39.D
40.D
41.Y
42.D
43.Y
44.D
45.D
46.D
47.Y
48.D
49.Y
50.D





 

ÖZGÜVEN
     (KENDİNİ DEĞERLİ HİSSETMEK)

Özgüven ne demektir?
Özgüven bir çocuğun kendisine yönelik iyi duygular geliştirmesi sonucu kendisini iyi hissetmesi demektir. Başka bir değişle kendisi olmaktan memnun olması ve bunun sonucu kendisi ve çevresiyle barışık olması demektir.
Çocuk nasıl bir ortamda kendisini değerli hisseder ve özgüveni olur?
   
Çocuğun kendisini değerli hissetmesinde rol oynayan etkenler

Daha ilk yaşlardan, çocukların kendilerine yönelik iyi duygular geliştirmeleri, hayatlarındaki önemli
insanlar (anne-baba, öğretmen ve diğer büyükleri, ilerleyen yaşlarda arkadaşları) tarafından nasıl değerlendirildiklerine bağlıdır.
Büyükleri tarafından sevgi gören, gereksinim duyduğunda beklediği yakınlık ve ilgiyi bulan, fikirlerine değer verilen ve önemsenen, göven duyulan ve sorumluluklar verilen, iyi yaptığı şeyler için övülen, gurur duyulan, yaptıklarında hataya yer verilen ve olduğu gibi kabul edilen çocuğun kendisine özgüveni olur.
Buna karşılık sevildiğini, önemsendiğini hissetmeyen, beklediği yakınlık ve ilgiyi göremeyen, sürekli eleştirilen ve olduğu gibi kabul edilmeyen çocuk kendisini değerli hissetmez ve özgüveni olmaz. Kendisini değerli görmeyen (özgüveni olmayan) çocuk yaşadığı aile, çevre, okul ve toplum içinde problemlere sebep olur.
 
Çocukların özgüvenlerini sağlamak için yapılacak şeyler
1 . Var olmalarının sizin için ne kadar önemli olduğunu onlara hissettirin.
      Onlara olan sevginizin başarı ya da başarısızlıklarına bağlı olmadığını,  var olmalarının sizin için ne
      kadar önemli olduğunu ve ne olursa olsun onları daima seveceğinizi söyleyin.
2 . Kendilerine olan özgüvenlerinde sarsıntı gördüğünüz an harekete geçin.
      Unutmayın kendine özgüven duymak kendini begenmişlik ya da kibirlilik demek değildir.
      Özgüven  sadece olduğu gibi kabul edilmiş olmanın verdiği kendini rahat, iyi ve güvenlik
      içinde hissetmekdir. Başarısı ile şımaran, kibirli davranışlar gösteren çocuğun kendisine olan
      özgüveni yok ya da düşük demektir.
3 . Çocuğunuzun gerçek özgüveni sağlamasında yardımcı olun.
      Çocuğunuzun zayıf yanlarını görmezlikten gelmeyin, dürüst olun, ama onları eleştirmeyin.
      Çocuklar kendilerindeki eksiklikleri ve kusurları kabullenmelidir. Bunun yanı sıra iyi ve kuvvetli
      oldukları yanları ile gurur duyabilmelidirler.
4 . Çocuğunuza kendisine has yeteneklerini ortaya çıkartmasında yardımcı olun
      Çocuklar birbirlerinden farklıdır. Her çocuğun farklı özellikleri ve yetenekleri vardır. Hepsinin başarılı
      olduğu alanlar değişiktir. Çocuklarınıza kendi ilgi alanları ve yetenekleri doğrultusunda faaliyetlere
      katılma imkanı sağlayarak onların araştırmaları ve yeni şeyler keşfetmeleri için destekleyin. Böylece
      kendilerinde var olan yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlayarak kendilerine göven duymalarını
      sağlamış olursunuz.
5 . Yaptıkları ve ilgilendikleri şeylerin sizin için ne kadar önemli ve değerli olduğunu gösterin.
      Katıldıkları faaliyetleri ve ilgilendikleri şeyleri sorun, okulda katıldıkları faaliyetlerin gösterilerine
      gidin. İlgilendiği şeylerle ilgili okuduğunuz bir yazı ya da resmi onunla paylaşın.
6 . Evinizde herkesin birbirine güveneceği bir ortam oluşturun.
      Duygularını, düşüncelerini, sevgisini, başarı ya da başarısızlıklarını, hayal kırıklıklarını aile fertleriyle
      rahatca paylaşabilen çocuklar özgüvenli olurlar.
      "Söylediğin kadar da kötü değilmiş" ya da "Geçer canım merak etme" şeklinde cevap verme yerine,
      onların duygu ve düşüncelerini ciddiye alın.
7 . Çocuğunuza kendi davranışlarınızla örnek olduğunuzu unutmayın.
     Çocuklarınıza, onlarda görmek istemediğiniz davranışlarda bulunmayın. Unutmayın çocuklar size
     sizin onlara davrandığınız gibi davranacaklardır. Sinirlenip onlara bağırdığınızda, kızınca bağırmanın
     normal olduğu mesajını verirsiniz.
8 . Beklentileriniz çocuğunuzun seviyesinde olsun, onu aşacak beklentilerden kaçının.
     Her çocuğun farklı yapabilme kapasitesi ve seviyesi vardır. Çocuğunuzun birşeyi yapamayacağını
     bildiğiniz halde bunu ondan bekleyip sonunda hayal kırıklığı yaratmayın. Ulaşabilecekleri
     hedefler amaçlayıp başarılı olmalarını sağlayın.
9 . Çocuklarınıza sorumluluklar verin
     Kendisine güvenilip sorumluluk verilen çocuklar kendilerini yararlı ve önemli hissederler.
10. Sadece çok özel yetenek ya da başarılarına değil herşeyine değer verdiğinizi ve taktir
      ettiğinizi belirtin.
      Küçük bile olsa yaptığı güzel birşey ya da davranışı için onu övün ve bunun  ne kadar önemli
      olduğunu belirtin.
11 .Ne yaparlarsa yapsınlar onları bağışlayın ve sevgi ile emniyette olduklarını hissettirin.
      Çocuklarınızı disiplin edin ama bunu hiç bir zaman sinirle ve katı kurallarla yapmayın. Onları
      disiplin etmeniz katı kurallarla katı cezalar verme şeklinde olmasın. Çocuklar adaletsiz davrandığınızda
      bunu çok iyi bilirler. Onların güvenini sarsmayın.
12 . Birlikte vakit geçirin.
      Ortak yapacağınız faaliyetler bulup birlikte zaman geçirin.
13 . Onların özgüvenlerini sağlayacak sözlerde bulunun
       "Yardımların çok işime yaradı, teşekkür ederim" ya da " Bak bu aklıma gelmemişti bu konudaki
       fikrini çok beğendim" gibi sözlerle onların katkılarına değer verdiğinizi gösterin.
14 . Çocuğunuzla ilgili problemeleri onu suçlamadan ya da onun karekterini eleştirmeden tartışın.
       Çocuklar kendileri ile ilgili problemlerde kendilerine saldırılıp eleştirilmeden konuşulduğunda bu
       problemi çözmek için çaba sarfederler. Onun karakterine değil yaptığı şeye hitap ederek konuşun.
 



Çocuğunuza Her Gün Kitap Okuyor musunuz?
Anne ve babalar çocuklara kitap okumanın yararlı olduğunu duymuştur ama pek çoğu bunun neden bu kadar önemli olduğunu merak eder. İşte sorularınızın cavapları:
Neden Çocuğuma Kitap Okumalıyım?
Araştırmalar anne ve babası tarafından her gün kendisine kitap okunan çocuğun
·  Kelime hazinesinin erken yaşta geliştiğini
·  Düşünme yeteneğinin ve buna bağlı olarak yaratıcı zekasının geliştiğini
·  Dinleme ve konuşma yeteneğinin geliştiğini
·  Kitap okumayı seven bir birey olarak yetiştiğini
·  Okuyup yeni bir şeyler öğrendikce merak etmeyi ve daha çok okuyup öğrenmek istediğini göstermektedir.
Çocuğuma Kitap Okumaya Ne Zaman Başlamalıyım?
Ne kadar erken başlayabilirseniz. Hatta bebekliklerinde onlara kitap okumak dil yeteneklerini geliştirmelerinde yararlı olur. Buna ek olarak okurken anne ya da babadan fiziksel yakınlık ve ilgi görmek çocuğa sevildiğini hissettirerek kendisini iyi hissetmesini sağlayacaktır.
Hikaye Okurken Okumamı Kesmesine İzin Vermelimiyim?
Elbette. Çocuklar soru sorarak öğrenirler. Anlaşılmayan bir kelimeyi açıklamak, hikaye kahramanları hakkında konuşmak, kitap hakkında tartışmak çocuğunuzun öğrenmesine yardımcı olacaktır.
Aynı Kitabı Defalarca Okuyabilirmiyim?
Evet. Küçük çocuklar kendilerine daha önce okunmuş, bildikleri bir hikayeyi defalarca dinlemeyi çok severler.
Buna ek olarak aynı kitabın defalarca okunması çocukların aynı kelimeleri defalarca duyarak aşinalık kazanmasına yardımcı olduğu gibi kitapta verilmeye çalışılan mesajın akıllarında kalmasına da yararı olur.
 
Okumayı Çocuklara Sevdirmek
Çocuklar okudukca okumayı daha çok sever, sevdikce daha çok okur ve öğrenirler. Okumayı sevmek bir anlamda öğrenmeyi de sevmektir.
Okumayı çocuklara sevdirip onlara hayat boyu okuma alışkanlığı verecek, zevk için okuyan bireyler olarak yetişmelerinde yardımcı olacak ilk kişiler siz anne ve babalarsınız.
Küçük Yaştan Başlayarak Çocukları Kitaplara ve Okumaya Yöneltmenin Bazı Yolları:
1.  Çocuklarınızla muntazam olarak kütüphaneye gitmeyi alışkanlık haline getirin.
Kütüphaneye onlarla birlikte gidip kitap seçmekten en az onlar kadar siz de zevk alacaksınız. Çocuklarınıza kütüphane kartı çıkartın ve kütüphanenin nasıl kullanıldığını öğretin.
2.  Kitapcılara kitap bakmaya gitmek de kütüphaneye gitmek kadar zevkli ve eğlencelidir. Çocuğunuzun kitap seçmesine yardımcı olun ve ona kendi seçtiği kitabı satın alın.
3. Alacağınız kitabın çocuğunuzun okuma seviyesinde olmasına dikkat edin. Ayrıca çocuğunuzun ilgilendiği konular da çok önemli. Onun ilgi alanının dışına çıkmayın.
4. Çocuğunuza her gün 15-20 dakika kitap okuyun. Araştırmalar her gün kendisine kitap okunan çocukların okumayı öğrenmesine çok yardımcı olduğunu gösteriyor.
Çocuklar yatak vakti ya da diğer bir deyişle uyku öncesi hikayeleri çok severler. Çocuğunuzun ilgisini kitaplara ve okumaya çekmenin en güzel yollarından biri, birlikte resimlerine bakarak ona uyku öncesi hikayeler okumanızdır.
5. Okurken yaratıcı olun. Karekterleri değişik ses tonlamaları ile seslendirin. Okuduğunuz kitap hakkında konuşun. Çocukları kitap hakkındaki fikirlerini söylemeleri için destekleyin, sorular sorun.
6. Çocuklara kitap okumak kadar onların size kitap okumasını sağlamak da oldukca önemlidir. Sırayla bir sayfa siz bir sayfa çocuğunuz okuyabilir. Ona okumasının ne kadar iyi olduğunu söylemeyi sakın ihmal etmeyin. Anne ve babaya kitap okuyabiliyor olmak çocukların ovünecekleri bir şeydir. Bu onların okumayı sevmelerini sağlar.
7. Kütüphanelerde kitap ve okuma kulübü var mı araştırın ve çocuğunuzun böyle bir faaliyete katılmasını sağlayın.
8. Çocuklarınıza arkadaşlarıyla beraber kendi kitap kulüplerini oluşturmaları fikrini vererek onlara ön ayak olun. Çocuklar arkadaşlarını çağırmaktan ya da arkadaşlarına ziyarete gitmekten çok hoslanırlar. Kitap kulübü için belli bir gün ayarlayıp arkadaşlarıyla bir araya gelerek birlikte kitap okumak ve birbirlerinden kitap ödünç almak hoşlarına gidecektir. Kurdukları kitap kulübüne isim vermelerini önerin ayrıca kulüp üyelerinin okudukları kitapların listesini tutmalarını söyleyin.
 
                                    
















 
Çoğu zaman, çocukları oynarken görünce, çocuk olmanın ne güzel olduğunu geçiririz içimizden ve çocuklar için herşeyin oyundan ve eğlenceden ibaret olduğunu düşünürüz. 
Mutlu, memnun, neşeli anlarının yanı sıra, çocukların da günlük hayatlarında kendilerine 
göre endişeleri, kızgınlıkları, huzursuzlukları ya da  korkuları vardır. Onlar da değişik olaylar karşısında 
değişik duygular yaşar ve duygularına göre davranışlarda bulunurlar. 
Peki, olaylar karşısında yaşadıkları duyguları ayırt edebilirler mi? Bu duyguları anlayıp tanımlayabilirler mi? Duygularını dile getirip ifade edebilirler mi? Duyguları hakkında rahatca konuşabilecekleri ortamları  var mıdır? 
Pek çok çocuk olaylar karşısında duygularını  davranış olarak gösterirken, bunları kelimelerle anlatmakta zorluk çekerler. Bunun önemli nedenlerinden biri duyguları tanımamaları ve onları anlatacak kelime dağarcıklarının olmamasıdır. Yaşadıkları olaylardan etkilenip doğal olarak gelişen duygularıyla hareket ederler. Bu bazen saldırı ve arkadaşa vurma, bazen sinirlenip kötü söz söyleme, bazen ağlama ya da utanma gibi çok çeşitli şekillerde ortaya çıkar. 
Duyguları iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış diye gruplandıramayız, hepsi doğal parçamızdır ve normaldir. Anne-baba ve öğretmenlerin, çocukları yargılamadan, küçümsemeden onların olaylar karşısında doğal olarak gelişen duygularını anlamalarına sabırla yardımcı olmalıdırlar. Önemli olan olaylar karşısında yaşanan duyguların farkına varılabilmesi ve tanınmasıdır. Özellikle çocuklar için ifade etmekte zorluk çektikleri duygularını tanımlayabilmeleri ve anlatabilmeleri onlara doğru ve pozitif davranış biçimi kazandırması açısından çok önemlidir. 
Örneğin arkadaşı tarafından elinden oyuncağı alınan çocuğun sinirlenmesi doğaldır, ama oyuncağını geri almak için kızgınlıkla arkadaşına vurması doğru  değildir. Bu durumda oyuncağını geri almak isteyen çocuğa yaşadığı duyguyu anlamasında ve nasıl davranması gerektiği konusunda yardımcı olunmalıdır. Ona, oyuncağının elinden alınmasıyla (kendisine yapılmış bu haksızlık karşısında) sinirlenmesinin doğal olduğunu, ama arkadaşına vurmak yerine bunu kelimelerle arkadaşına anlatmasının doğru olduğunu anlatın. 
Arkadaşına vurduğu için çocuğa büyükleri tarafından ceza verilmesi onun duyguları öğrenmesine ya da benzer bir olayı tekrar yaşadığında daha iyi davranmasında yardımcı olmayacaktır. Çocuk aldığı ceza ile yaşadığı kızgınlık duygusunun yanlış ve yaşanmaması gereken bir duygu olduğu kanısına kapılıp aynı duyguyu her yaşayışında hata yaptığı düşüncesiyle suçluluk hissedecektir. Burada çocuğun yaşadığı duygu değil davranışı yanlıştır.  O nedenle çocuğun duyguları ile davranışları hakkında konuşup, yaşadığı duyguların doğal olduğunu ama kötü davranışın doğru olmadığını mutlaka vurgulamak gerekir. 
Anne ve babanın çocuğunun duyguları karşısındaki davranış şekli, çocuğun duygulara karşı bakış açısını etkileyecektir. Çocuğun sinirlenmesine tepki olarak anne ve babanın sinirle tepki vermesi ya da çocuğu suçlaması, ona bu duygunun kötü bir duygu olduğu düşüncesini verecektir. Anne ve babanın çocuğun kızgınlığını sakince karşılayıp, yaşadığı duygunun doğal olduğunu, onu hala sevdiklerini ifade etmeleri, çocuğa kızgınlığın da diğerleri gibi doğal bir duygu olduğunu gösterecektir. 
Çocuklar hangi duyguyu yaşarlarsa yaşasınlar bunların çok doğal olduğunu ancak bu duyguların kaba ve kötü davranışlar şeklinde ifade edilmesinin yanlış olduğunu, yaşadıkları duygular yüzünden yargılanmadıklarını, suçlanmadıklarını ve hala sevildiklerini bilmeleri onları rahatlatacaktır. Duygularının kabul edilmediği ortamda büyüyen çocuk, olaylar karşısında doğal olarak gelişen duyguları ile ilgili suçluluk ve korku duyacaktır. Duyguları yüzünden suçluluk ve korku hisseden çocuk duygularının insanlarla olan ilişkilerini bozacağına inanır. Halbuki ilişkileri etkileyen duygular değil bu duyguların ifade ediliş şeklidir. 

DUYGULARI ÖĞRENELİM
Anne babalar evde, öğretmenler yuva ya da okularda duyguları öğretirken bu sayfadan yararlanabilirler.
İster buradaki resimleri print edin, isterseniz de çocuklarla ekran başına geçin ve aşağıdaki soruları okuyun.
 

Merhaba çocuklar, size bir kaç sorum var.
1. Aşağıdaki resimlere bakıp bu çocukların ne yaptıklarını söyler misiniz?
 

           1
              2
            3
           4
          5
         6
2. İlk soruyu yanıtladıysanız şimdi de neden böyle yaptıklarını söyler misiniz?
    Yani hangi duygular içindeler? Kendilerini nasıl hissediyorlar?
3. Yukardaki duyguların hepsini adlandırabildiniz mi? Hadi yukardaki çocukların duygularını
    bir daha sayalım. Bunlara bildiğiniz diğer duyguları da ekleyin.

Yanıtlar burada,
Yanıt 1
1. Dilini çıkartmış.
2. Kaşlarını çatmış.
3. Gözleri kocaman açılmış ve donup kalmış .
4. Ağlıyor.
5. Dudaklarını bükmüş ve surat asmış.
6. Gülümsüyor.
Yanıt 2
1. Genelde şaşkın ve şımarık davranışlar içinde olunca yaparız böyle şeyler.
2. Bir şeye çok kızdığımız zaman kaşlarımızı çatarız.
3. Korktuğumuz zaman gözlerimiz açılır ve donup kalırız.
4. Canımız yanınca ya da duygularımız kırılınca üzülür ve ağlarız.
5. Bir şeye üzüldüğümüz zaman dudak bükeriz, yüzümüz asılır.
6. Mutlu, hayatımızdan memnun olduğumuz zaman gülümseriz.
Yanıt 3
Şaşkınlık duymak, kızmak, korkmak, üzülmek, mutlu olmak.
Buna eklediğiniz diğer duygular?  Sevgi, kıskançlık, nefret, yanlızlık, sevinç duymak.
 
 

Gelin bir arkadaşınızı, kardeşinizi ya da anne ya da babanızı davet edin bu sayfaya ve yukardaki
soruları onlara da sorun. Bakalım onlar ne diyecekler?
Herkes, ne zaman hangi duygular içinde olunduğuna dair kendi fikrini söylesin.
Aldığınız yanıtların hiç birisine yanlış demeyin.  Herkesin olaylara karşı duyguları ve tepkileri
farklı olabilir.  Belki kardeşiniz size, "ben, istediğim birşey alınmadığında ağlarım"
diyecektir, kim bilir.

Duygularla ilgili eğlenceli başka faaliyetlere ne dersiniz?
1. İki ya da daha fazla arkadaş bir araya geldiğinizde sırayla herkes bir duygunun adını
söylesin ve diğerleri bu duyguyu yüz mimikleri ve hareketlerle göstersin.
2. Kulaktan kulağa oynunu hepiniz bilirsiniz. Simdi anlatacağım oyun buna çok benziyor.
Herkes ayakta arka arkaya sıraya girer. Oyunu başlatacak kişi bu sıranın başında, yüzü onlara
dönük durur ve en önde duran kişiye, yüzüyle bir duyguyu ifade eder. En öndeki çocuk arkasındakine
aynı yüzü yapar, o kendi arkasındakine ve oyun en sondaki kişiye sıra gelene kadar böyle devam eder.
En sondaki ortaya çıkıp yüzüyle bu duyguyu ifade eder ve duygunun adını söyler. Bilse de bilmese de sıranın başına sondaki çocuk geçer, böylece herkes sırayla başı çekmiş olur.
BU OYNUN ADI NE Mİ?Hadi buna siz bir ad bulun, ama bulduklarınızı bana da yazın.
3. Resim yapmayı seviyor musunuz? O zaman bir kağıdı önce ikiye sonra tekrar ikiye katlayın, tamam
şimdi kağıdı açıp eski haline getirin. Kağıdınız dört eşit parçaya ayrılmış durumda. Şimdi dört tane duyguyu çizecek yeriniz var. Hangi duyguları çizeceğiniz size kalmış. Dört tane seçin
ve başlayın. Çizmeniz bitince bugün kendinizi bunlardan hangisi gibi hissediyorsunuz bulun ve
istediğiniz renklerle boyayın.
4. DUYGU SAATİ
Evde anne babaların, okul ya da yuvalarda öğretmenlerin çocuklara yardım yardım ederek uygulayabilecekleri bu faaliyet için karton ya da kağıt, makas, raptiye ve kurşun kaleme ihtiyacınız olacak.
Küçük çocuklar için kağıt ya da kartonu daire şeklinde kesip hazırlayın. Çocuklar
daire şeklinde kesilmiş kağıdın üzerine aşağıdaki gibi duyguları belirten yüzler çizsinler. Duygu saatine
istediğiniz diğer duyguları ifade eden başka yüzler de çizilebilir.
Büyük çocuklar kağıdı daire şeklinde kendileri de kesebilirler.
Saatin ortasına bir delik açıp buraya raptiye ile tutturacağınız karton ya da kağıttan bir ok koyun.
Duygu saatini çok çeşitli faaliyetlerde kullanabilirsiniz.
Duyguların adlarını öğrenen çocuklara saatin okunu yüzlerden birine getirerek bu duygunun adını sorabilirsiniz. Çocuklar bunu kendi aralarında da yapabilirler.
Anne baba ya da öğretmenler küçük senaryolar yaratıp, bu olay karşısında hangi duygu içinde olursunuz diye sorabilirler. (Okul bahçesinde oynarken birisi seni itti ve yere düştün ya da öğretmenin yaptığın resmi çok beğendiğini ve okulda sergileyeceğini söyledi nasıl hissedersin gibi.) Çocuk duygu saatini kullanarak  cevap verir ve duyguları hakkında konuşur.



"Tahmin et kim?" Oyunu 
Oyunun amacı
Bazen, karşımızdaki insanın bizim için söylediği güzel sözleri duymakta zorluk çekeriz. Hele bir de bu sözler başkalarının önünde yapılmışsa duyması iyice zorlaşabilir. Aynı şekilde birisine güzel bir söz söylemek de o derece zor olur çoğu zaman. Ama bu güzel sözler bir oynunun parçasıysa bunları duyması ya da söylemesi hiç de o kadar zor olmayabilir. Bu oyunun amaci insanlar (çocuklar, öğrenciler) arasında pozitif yaklaşımı sağlayarak kurulan iyi ilişkiler sonucu özgüveni sağlamak ve daha da geliştirmektir.
Oyun kaç kişilik?
4 ile 15 kişi
Gerekli malzemeler:
1. Kişi başına bir zarf
2. Kağıt 
3. Kalem
Oyunun kuralları ve oynanışı
1. Çocuklar bir daire çevresinde toplanır. 
2. Oyunu idare eden kişi herkese birer zarf, kalem ve küçük parçalara kesilmiş kağıtları dağıtır. 
3. Herkes zarfların üzerine kendi isimlerini yazıp bunları sağ yanlarında oturan kişilere verir.
4. Herkes yanındakinden aldığı zarfın içindeki kağıda o kişi hakkında düşündüğü güzel bir özelliğini (güzel resim yapar, çok yaratıcıdır, güzel gülümsemesi vardır vs gibi) yazdıktan sonra altına da kendi adını yazar ve zarfı sağ yanındakine verir. 
5. Oyun, bu şekilde, zarfın elden ele değişerek ve herkesin zarf sahibi hakkında güzel sözler yazmasıyla devam eder. 
6. Sonunda zarflar tekrar sahiplerini bulduğunda oyun sona erer.
7. Oyunu idare eden kişi zarfları toplar ve aralarından birini seçerek o kişinin adını okuyarak onun hakkında yazılmış güzel bir sözü kimin yazdığını söylemeden okur.
8. Zarfın sahibi bu sözün kim tarafından yazıldığını tahmin eder. Eğer bilirse puan alır. Oyunun amacı tahminleri doğru yaparak oyunu en yüksek puanla bitirmektir.
9. Oyunu idare eden kişi sırayla herkesin zarfından güzel bir söz okur ve zarflar bitene kadar bu devam eder.
Oyun bittikten sonra herkes kendi zarfını saklamak için alır. Çocukların zaman zaman  yazılan güzel ve pozitif sözleri okuyarak kendilerinde bulunan güzel özellikleri hatırlamaları desteklenir.
Oyundan sonra sınıf içi yapılacak tartışma ve konuşmalar
1. Kendinizle ilgili bütün bu güzel sözleri duymak size ne hissettirdi? Kendinizi nasıl hissettiniz?
2. Bu tip güzel sözleri ne kadar sıklıkta duyuyorsunuz? Bunlar sizi nasıl etkiliyor?
3. Bu zarfı tutacak mısınız? Neden?
4. Başkalarından güzel ve pozitif sözler duymak sizce neden önemlidir?
5. Bugün hakkınızda söylenen herşeye inandınız mı? Nedenleri?

Arkadaşlik Zinciri Oyunu
Oyunun amacı:
Öğrencilerin, başkalarına (arkadaşlarına) karşı duydukları iyi hislerini ifade edebilmelerinde yardımcı olmak.
Gerekli malzemeler: 
1. Şerit halinde kesilmiş çizgisiz beyaz kağit (6cm-14cm). 
2. Renkli boya kalemleri ya da gazlı kalemler. 
3. Zımba.
Oyunu kim idare edecek?
Bu oyunu öğretmen idare eder.  Büyük yaştaki (lise) öğrencilerle oynandığında bir öğrenci de idare edebilir.
Oyun öncesi hazırlık faaliyetleri neler?
Öğretmen oyundan önce öğrencilerle "iyi arkadaşın" özeliklerini ve huylarini tartışır. Herkes kendi fikrini söyler. Daha sonra bir arkadaşa iyi özelliklerini söylerken kullanılacak kelime ve sözlere örnekler verilir. Herkes kendi fikrini söyleyerek örnekler verir.
(arkadaşlarına değer veren, sevgi dolu, yardımcı, iyilik sever vs gibi)
Öğretmen öğrencilere beyin fırtınası  yaparak sol yanlarında  oturan arkadaşları hakkında bulabilecekleri butun iyi özellikleri düşünüp bulmalarını ve bunu yazmalarını ve bu listeyi o an için gizli tutmalarını ister. 
Öğretmen, öğrencilere beyin fırtınasını nasıl yapacaklarına dair örnek vermek için herkesin tanıdığı birisinin adını tahtaya yazar (müdür, okulun beden eğitimi öğretmeni vs) ve herkesten bu kişinin iyi huylarını, iyi davranışlarını, iyi özelliklerini vs söylemelerini ister. Öğrenciler söyledikce  öğretmen bunları tahtya yazarak beyin fırtınasının yapılışına örnek vermis olur.
Bu oyunda özellikle üzerinde durulacak konu nedir?
Öğretmen öğrencilere oluşturacakları listenin sadece iyi ve pozitif özellikler için olduğunu belirtir. Herkes arkadaşlarının iyi özellikleri üzerinde odaklaşacaktır. 
Oyunda özellikle dikkat edilmesi gereken konu nedir?
Öğretmen yanyana oturan öğrencilerin birbirleriyle iyi anlaşan ya da en azından birbirleriyle sorunları olmayan öğrenciler olmasına dikkat etmelidir. Eğer yanlarında oturan arkadaşları hakkında güzel şeyler söylemek istemeyen öğrenciler varsa yanyana oturtmayın. Bu nedenle oyuna başlamadan önce kimin nereye (kimin kimle yanyana) oturacagını daha önceden planlar ve herkesi bu plana göre oturtur.)
Öğrencilere başka açıklanacak bir şey var mı?
Öğretmen bu kağıt şeritlerinin renkli kalem ya da gazlı kalemlerle rengarenk boyanacağını ve sonra zımba ile birbirlerine eklenerek zincir haline getirilip ya sınıfın kapısına ya da sınıfta tahtanın etrafına süs olarak asılacağını söyler. 
Aslında bu zincir, sınıfı birbirine bağlayan arkadaşlığın görsel simgesidir. Zincirin her şeridi arkadaşların birbirine olan bağını simgeler ve arkadaşlık zincirini bir bütün halinde oluşturmak için bu şeritlerin her birine ihtiyaç olduğunu gösterir. 
Oyunun kuralları ve oynanışı
1. Öğrenciler bir daire oluşturacak sekilde otururlar. Öğretmen herkese kağıtları ve renkli kalemleri dağıtır.
2. Herkese sol yanlarında oturan kişilerin adlarını bu kağıtların üzerine renkli ve süslü harflerle yazmalarını söyler.
3. Öğretmen öğrencilere beyin fırtınası yaparak sol yanlarında  oturan arkadaşları hakkında oluşturdukları iyi özellikler listesinden en iyi olanını ellerindeki kağıtlara yazmalarını söyler ve yazdıklarını renkli kalemlerle resimlemelerini ya da başka şekillerle süslemelerini ister.
4. Öğretmen öğrenciler arasında dolaşarak herkesin oyunun kurallarına uyup uymadığını kontrol eder. (pozitif seylerin yazılıp yazılmadığına bakar)
5. Öğretmen herkesin yazdıklarına baktıktan sonra sırayla herkesten arkadasları hakkında yazdıklarını sınıfa okumalarını ister. Her okunan kağıdı sırayla toplar ve birbirine zımbalar.
6. Bütün şeritler birbirine zımbalandıktan sonra oluşan uzun zincir daire şeklinde oturan öğrenciler tarafından tutulur ve son ucu birleştirilerek zincirin birliği ve bütünlüğü için her bir şeritin ne kadar önemli olduğu bir kez daha vurgulanmış olur. 

BENİMHAKLARIM

MUTLU OLMAK, SEVİLMEK VE
ANLAYIŞ GÖRMEK BENİM HAKKIM.
Yani düşünce ve duygularımı rahatca
söyleyebilme hakkına sahibim. Kimsenin
benim duygularımı incitmeye, benim
düşüncelerimle alay etmeye hakkı yoktur.
BİR BİREY OLARAK SAYGI
GÖRMEYE HAKKIM VAR.
Ben başkalarından farklı olabilirim.
İster daha uzun, ister kısa, ister kıvırcık
saçlı, ister düz, ister erkek, ister kız olayım,
bana eşit ve adil davranılması benim hakkım.
EMNİYETTE OLMAYA HAKKIM VAR.
Yani kimsenin bana vurmaya, bana kötü
davranmaya hakkı yok. Kim olursa olsun
bana kaba kuvvet göstermesine izin vermeyin.
KENDİMİ TANIMAYA HAKKIM VAR.
Yani yeteneklerimi bilmem için öğrenmeye
ve yaptığım iyi şeylerle övünmeye hakkım var.
Kimsenin beni hor görmeye ve eleştirmeye
hakkı yoktur.
                BÜYÜMEK İÇİN TEK ŞANSLARI VAR. ONLARA BU ŞANSI VERELİM.









  OĞLUM / KIZIM
Daha doğduğun ilk gün
öyle özeldin ki benim için,
öyle zeki,
öyle hassas,
öyle iyi.
Seni izlemek çok eğlenceliydi
Büyüdükce, kendi düşüncelerinle
kendine has bir birey oldun,
yapmak istediklerinde kendine has 
bir yol seçtin.
Seni izlemek çok heyecanlıydı.
Daha büyüdükce
daha bağımsız oldun,
hala özel,
hala zeki,
hala hassas ve iyi.
Seninle gurur duyuyorum 
ve sana has olan herşeyi 
ne cok sevdiğimi bilmeni istiyorum.
Yazan: Susan Polis Schutz


Sen Olmasaydın
Beni o kadar çok seven
Öğütler veren
Derdim olduğunda benimle konuşan
Mutluluklarımı coşkuyla paylaşan SEN
Babacığım, ya sen olmasaydın
Benimle övünmeseydin
Başarılarımla kıvanç duymasaydın
Hatalarımı kabul etmeseydin
Başarısızlıkların hayatın bir parçası olduğunu göstermeseydin ve 
Cesaretlendirip desteklemeseydin
Ya sen olmasaydın
İyiliği
Bağışlamayı
Insanları sevmeyi
sen öğrettin
Karşılıksız vermeyi
Anlamayı
Olduğu gibi kabul etmeyi
hep sen öğrettin
Babalarin en iyisi olduğun için
Bana hayat verdiğin için
Sonsuz sevgin için
Öğrettiklerin için
Örnek olduğun için çok tesekkür ederim
Seni her gün kendimde ve yaptıklarımda görüyorum ve
her gün bana verdiğin pozitif kişilik ve iyi özellikler için minnetarlık duyuyorum
Seni ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha söylemek istiyorum
Seni çok seviyorum








Sayfalar

Popüler Yayınlar