Yeni Başlangıç Sözleri

Yeni Başlangıç Sözleri



İlham verici yeni bir başlangıç sözleri ve deyişleri kesinlikle insanları motive eder ve bizlere bir umut verir. Düşüncelerinizi değiştirecek ve sizi kendinize getirecek bazı söyleyişleri burada bulacaksınız. Birçok zaman bizler hayatımızdaki yeni şeyler için endişeleniriz.

Söyledikleri gibi, "değişmeyen tek şey değişimdir" ve bu değişikliği yaşamak için bizler hayatlarımızda ilerlemek zorundayızdır. Hayatta her zaman motivasyona ihtiyaç duyarız. Arkadaşımızdan veya çevremizden onaylanarak motive olmak isteriz. Patronunuzdan ya da ebeveynlerinizden de onaylanarak motive olursunuz. Onlar size istemediğiniz bir şey söyleyince de demorilize olursunuz.

Artık bunlara gerek kalmadı! Hayatın anlamlı ve motivasyonlu hale getirecek sözler ile bir adım daha ileri düşünmeye ve adımınız atmaya hazırlanın!
İşte yeni başlayanlar için bazı motivasyon dolu sözler!

Biri, yeni biri ile birçok yeni şeye başlayabilir, hatta daha iyi biri olmaya bile başlayabilir. - George Eliot

Yeni biri ile başlamak

Zengin bir hayata sahip olmanın sırrı, bitişlerden çok başlangıçlara sahip olmaktır. - David Weinbaum

Bitişleri, yeni bir başlangıç oldukları için kutlayın. - Jonathan Lockwood Huie

Neredeyse her şey, hiçbir şeyden başlar. - Henry F. Amiel

Olmak istediğiniz adam olmayı beklemeyi bırakmanız gereken bir zaman gelecektir ve olmak istediğiniz adam olacaksınızdır. - Bruce Springsteen


Rüyalar yenilebilirdir. Yaşınız veya durumunuz ne olursa olsun hala içimizde kullanılmamış olasılıklar vardır ve yeni bir güzellik doğmayı bekler. - Dale Turner



Büyük şeyler dürtüler tarafından değil, küçük şeylerin bir araya gelmesi ile yapılır. - Vincent van Gogh

Kimse geçmişe gidip, yeni bir başlangıç yapamaz ama herhangi biri şimdiden başlayarak yepyeni bir son gerçekleştirebilir. - Carl Bard

Her şeyin bittiğine inandığınız bir zaman olacaktır; işte o yeni bir başlangıç olacaktır. - Louis L'Amour


Zıplaması için yeterli yer olması adına insan kendini geri çekebilir. - Friedrich Nietzsche

Başarısızlık, daha akıllıca yeniden başlamak için bir fırsattır. - Henry Ford

En karanlık gece genellikle en aydınlık gün için bir köprü görevi görür. - Jonathan Lockwood Huie

Yeni gün başladığında yeni düşünceler ve yeni bir güç de sizinledir. - Eleanor Roosevelt

Sona ulaştığınız ve bir adım daha ilerleyemeyeceğinizi düşündüğünüzde, hayatın tüm amacını yitirdiğiniz düşündüğünüzde: yeni bir sayfa açarak, sil baştan başlamak için ne harika bir fırsat yakalarsınız. - Eileen Caddy

Hayallerinizdeki hayatı yaşamanın sırrı, olabilecek her şekilde hayallerinizdeki hayatı bugünden başlayarak yaşamanızdır. - Mike Dooley


Mutluluk vardığınız bir durak değil, bir seyahat biçimidir. - Margaret Lee Runbeck

İnanca ilk adımınızı atın. Tüm merdivenleri görmek zorunda değilsiniz, sadece ilk adımınızı atın. - Martin Luther King, Jr.

Yapabildiğiniz şeyi, elinizdeki şeylerle, nerede iseniz orada yapın. - Theodore Roosevelt



Koşullara başlamak için mükemmel olana kadar beklemeyin. Başlamak, koşulları mükemmel yapar. - Alan Cohen

Bir kapı kapandığında diğeri açılır; ama genelde kapanan kapıya o kadar pişmanlıkla bakarız ki, bizim için açılan diğer kapıyı görmeyiz. - Alexander Graham Bell

Eğer geminiz limana gelmezse, ona ulaşmak için yüzmeye başlayın. - Jonathan Winters

Hayat, kendinizi bulmakla ilgili değildir. Hayat, kendinizi yaratmakla ilgilidir. - George Bernard Shaw

Seçimler sona erdiğinde, kölelik başlar. - John Quincy Adams

Yapma niyetiniz olduğu şeye ün kazanamayacağınız bir yerden başlayın. - Liz Smith

Yepyeni başlangıçlar sizinle ve daimi olsun ...


Doğadan Öğrenebileceğimiz 7 Önemli Ders

Doğadan Öğrenebileceğimiz 7 Önemli Ders
Eğer yeterince dikkatli bakarsak, doğanın bize sunacağı çok şey vardır. Doğa bize birçok değeri öğretir ve bunları uygulamamız sonucunda ise sadece dolu dolu ve mutlu bir hayata sahip olabiliriz.

"Doğa insanın öğretmenidir. Kendi hazinelerini insanoğlunun arayışları için sunar, onun gözünü açar, zihnini aydınlatır ve kalbini arındırır; doğanın etkisi onun varlığının sesleri ve manzaraları ile her zaman hissedilir." - Alfred Billings Street

Doğa ana en hayırsever olabildiği gibi zaman zaman en acımasızda olabilir. Kendi evlatlarını beslediği gibi acımasızca dilediğini de yok edebilir.
Doğa bizim annemiz, ilk öğretmenimizdir ve belki de bize öğrettiği en büyük ders yaşam içerisinde dengeyi sağlamaktır.
Üzüntülerin ve korkuların, doğum ve ölümün önüne geçemediği bir durumdur. Doğanın öğrenmemiz ve ilham almamız için bize öğretebileceği binlerce ders olduğu bir gerçektir.


ağaç kökleri

Kökenlerinize Saygı Duyun

Zaman içerisinde bir fidan büyüyerek koca bir ağaç olur. Başta çok küçük ve narin olan bir şey, etrafındakileri destekleyebilecek ulu bir ağaca dönüşür. Ne kadar uzun olursa olsun, ne kadar güzel olursa olsun veya ne kadar hayvana ve kuşa yuva olursa olsun kökleri doğduğu yerde bir gün çürüyecektir. Bastığımız ve büyüdüğümüz yerleri bilmeliyiz ve kökenlerimize saygı duyup, onları takdir etmeliyiz ve bizi besleyip, büyütenlerin bize yaptığı gibi mütevazı bir başlangıç yapmak üzere olanlara destek vermeliyiz.


Huzurlu Eller

Huzurlu Varoluş
Ben varım çünkü biz varız... Doğa her canlıya ne kadar büyük veya ne kadar küçük olursa olsun, var olma şansı vermektedir. Ancak bir canlının varlığı, diğer bir canlıya da bağlıdır. Kaplanlar ceylanlar ile beslenir; ceylanlar olmasaydı, kaplanlar hayatta kalamazdılar. Aynı şekilde, kaplanlar olmasaydı, ceylanların varlığı çok fazla olacağından ötürü bu sefer ceylanların açlıktan ölmesine neden olacaktır. Var oluşumuz ve varlığımızın doğrudan diğer canlıların var oluşuna ve varlığına bağlı olduğunu anlamak, daha hoşgörülü toplumlar yaratabilmemize yardımcı olacaktır.

Yaratıcılık
Farklı bitkiler üzerindeki yaprakların birbirinden tamamen farklı olduğunu hiç fark ettiniz mi? Parlak renkli çiçekleri ve hayvanların üzerindeki eşsiz desenleri? Etrafımızda bu kadar çok güzellik varken kim doğanın en yaratıcı sanatçı olduğunu inkâr edebilir ki? Bu güzel sanatçının yarattığı güzellikleri hayranlıkla izlemek için kendinize birkaç dakika ayırın ve etrafınıza bakın. Bunlardan ilham alın ve siz de başkalarına ilham verebilecek bir şeyler yaratın.

Hüzünlerin Kaybolmasına İzin Verin
Eğer ağaçta bir delik delerseniz, ağaç bunun etrafında büyümeye devam edecektir. Eğer dünyanın herhangi bir yerine bir meteor düşer ve krater yaratırsa, bu boşluk dünyaya ait diğer şeylerle tekrar doldurulacaktır. Önüne ne çıkarsa çıksın, ona bağımlı olanların hayatta kalması için nehir akmaya devam edecektir. Benzer şekilde kalbinizi kıracak herhangi bir şey olduğunda hayatın devam ettiğini bilin. Acı ve keder zaman içerisinde yavaş yavaş azalacaktır ve bu süreç içerisinde daha da güçlenmeye devam edeceksinizdir.

Her Gün Hayatınızı Yaşayın
Hayat planlar yapmanız veya diğer insanlardan bir adım daha önce olmanız için bulunmamaktır. Hayat yaşamak için vardır. Kısa bir ara verin ve etrafınızdaki çiçekleri koklayın, hayal kurun veya sizi mutlu eden ne varsa onu yapın. Gelecek hakkında endişelenmeyin ve geçmişi bırakın gitsin; şu an sadece bugün var ve keyfini çıkarın.

Fedakâr Olun
Kuşlar veya sincaplar etraflarında potansiyel bir tehlikenin farkına vardıkları an, yaklaşan potansiyel tehlikeden hemcinsi diğer kuşları ve sincapları haberdar edip, uyarmak için bir alarm çağrısı verirler. Diğerlerinin hayatlarını kurtarmak için kendi hayatlarını tehlikeye atarlar. Çok kahramanca olduğu kadar çok da sıradandır. Doğada somon gibi birçok hayvan, doğduktan hemen sonra ölüler ama bu onları durdurmaz. Kaybedilen bir hayat başkalarının iyiliği için ödenen küçük bir bedeldir. Eğer hepimiz biraz daha az bencil olmayı öğrenebilirsek bu dünya kesinlikle daha güzel bir yer olacaktır.

Değişmeyen Tek Şey Değişimdir
Soğuk kar taze yeşil yaprakların büyümesi için baharın ılık havasında eridiği gibi sonbaharda bu yaprakların yaşlanarak altın sarısı bir hal almasına neden olur ve böylece yapraklar bir kez daha kışın soğuk mezarına gömülebileceklerdir. Değişim kaçınılmazdır; bununla ne kadar geç karşılaşırsak bu bizim için daha iyidir. Hayatımızı dolu dolu yaşamak en önemli şeydir çünkü kimse ne kadar vaktinin olduğunu bilemez. Aynı zamanda kalp kırıcı veya üzücü şeylere çok fazla bağlanmamalı, hayatımıza ve hayatın bize verdiklerine odaklanmalıyız.
Bizlerin doğadan öğrenebileceği şeyler adeta sınırsızdır, saygı duymayı öğrenin, doğaya karşı hayranlığınızı gizlemeyin ve doğanın yöntemlerini hayatlarınızın bir parçası haline getirin. Bu yüzden dışarı çıkın ve keşfedin, doğa ananın bize sunabileceği birçok şey mevcut.

Başardın mı diye sordu Evet Efendim Başardım


5. sınıfa gidiyordum ve arkadaşımı görmek için başka bir sınıfa girdim ve sırada beklemeye başladım. Fark etmediğim şekilde ders başlamıştı ve içeri öğretmeni Bay Washington içeri girdi. Beni işaret etti ve tahtaya yazı yazmamı istedi. Bunu yapamayacağımı söyledim. “Niye” diye sordu ve ben bu sınıfın öğrencisi olmadığımı söyledim “Farketmez” dedi. Tekrar yapamam deyince bir süre düşündü “Neden yapamazsın” dedi. Ben zeka geriliği olan sınıfın öğrencisi olduğumu söyledim. Bay Washington “Bir daha böyle konuşma” “Başkalarının fikirleri senin gerçeğin olamaz” dedi. O gün sınıftakiler gülse de ve utansam da Bay Washington un bu sözü beni motive etmişti. Kendimi de iyi hissetmiştim. Çünkü Washington bana bir şey öğretmişti. “Başkalarının fikirlerinin kıskacında yaşadığımı” anlamamı sağlamıştı.  O yıl tekrar 4. Sınıfa düşmüştüm. Ancak onun sözü beni öyle derinden etkilemişti ki derslerim düzelmeye başladı. Beni yenilemiş ve zekamın durumuna rağmen bana bir vizyon kazandırmıştı. Yıllar sonra kitabım oldu ve popülerlik kazandırdı. Daha sonra eğitim kanalına çıkmaya başladım ve adı “Hak Ettiniz” olarak bu programı sunmaya çıkıyordum. Program arasında koştururken telefon olduğunu öğrendim.

-       -  Brown ile göreşebilir miyim
-      -    Buyrun Benim.
-      -  Tadınız mı Bay Brown?
-      -   (Heyecanla) Bay Washington! evet efendim …
-      -    Başardın değil mi?

-      -    Evet Efendim Başardım.

Hatalarla Bulunan Bilimdeki Gelişmeler


1783 senesinde karlı bir havada meşhurca bilinen Montgolfier kardeşler kendi yaktıkları ocak ateşinde baş aşağı şekilde içini tuttukları küçük zarfların yavaşça yukardı doğru çıktığını görünce müthiş bir mutluluk duymuşlardı. Yaptıkları bu deneyi hemen gerçekleştirmeye geçtiler ve çıkardıkları sonuç ateşeten çıkan bulut sayesinde uçabiliyordu. Dolayısı ile içi bu şekilde duman ile olan şeyler uçabileceğiydi. Paris in göbeğinde erken saatlerde ateş yakıp bir balonda uçurmayı başarmışlardı. Fakat kavrayamadıkları bir yer vardı. Aslında balonu havaya çıkaran ateş dumanı değil, ısınan hava idi. Balonda havanın ısınırak hafiflemesi neticesi ile yukarı doğru çıkıyordu. Onların belki tam olarak anlamadıkları bu nokta ne olursa olsun yep yeni gelişmelere yelken açmıştı.

Kimi buluşlar ve bilim adamları bazı yanlışların uzun süre devam etmesi bizi şaşırtabilir fakat kimi buluşları kavramaları nesnelerin yapısından da olabilmekteydi. Zaman geçtikçe doğru bilinen metodlar yeni bulgular, teoriler ve teknolojinin gelişmesi ile değişebilmektedir.

Karbon 14 metodu olarak bilinen zaman tanımlamasında yapılan ufak bir hatada %15 gibi bir saptama oluşturmuştu. Bunun sebebi de icro – magnon insanının meydana gelmesi 30 binli yılların öncesinden 35 bin yıl öncesine buzul çağının tarihi de 17 bin yıldan  20 bin yıl öncesi olarak hesaplanmıştı. Kanson 14 maddesi bulunanca zaman yeniden hesaplandı ve tarihler yerine oturdu.

1920 senesinde gerçekleştirdiği görecelik kavramının sonunda bir denklem kurdu ve evrenin sürekli yayılmalar ile devam ettiği idi. Fakat onun dini gereklikleri bundan söz ettirmeyecek şekildeydi. Bu yüzden sabit olarak bir madde ekledi. O zamanlar mecbur kaldığı bu davranışa 1928 senesinde Hubbe kainatın yenilenme ve devamlı genişleme – yayılma durumunda olduğunu bildirene kadar …


Bir zamanlar ve bazı zamanlar bilim arasında ki dehşet bir rekabet ortamı bilimi olumsuz etkiliyordu. Çünkü bilimde rekabet kötü bir ateşleyici oluyordu ve bilim aceleye getirilmez bir olguydu. Bu yüzden de acele davranmak ve para kazanmak için yapılan bu açgözlülüklerden de nasibini alıyordu. Tabi sadece bu yüzden değil ayrıca kredi ve devlet teşviği almak isteyen bilim adamları da böyle gereksiz durumlara başvurabiliyordu. İşte böyle bir zamanlarda İngiliz elektro kimya bilimcilerinin yaptığı deneyler ile soğuk füzyon bulmuş olduklarını varsaydılar. Bu önemli bir buluş olduğundan bu iki İngiliz olan Pons ve Fleischmann için iyi geçti ve onlara Nobel ödülünü de kazandırdı. Ancak bilimde bir nokta vardı ve bir teorinin kanıtlanabilmesi için onun doğrulanması gerekirdi. Bunu denemek isteyen diğer ülke bilim adamları bu buluşun gerçeklik kazanmadığını gördüler. Neyseki tarihte bu tür olaylar çok fazla karşımıza çıkmıyor. Çünkü bilim artık iyice tekrar tekrar deneylenen bir olgu haline gelmiştir.

Bir Yaşam Dersi Olarak Dövüş Kulübü


İlginç bir yaşamı temsilen yapılan enterasan bir film. İçinde bizi fenomen eden sözler de yok değildi … Gerçek manada dikkat ettiğimizde aslından Fight Club yani Türkçe adı ile Dövüş Kulübü aslında bize bir bakıma yaşam dersi ve felsefe anlamı yaşatıyor ve veriyor sözleri ile . Felsefesi belki bir bakıma hiçliği anlatıyor olsa da biz kendimize de yontarak onun hayata uyarlamasını göreceğiz.

Bir Yaşam Dersi Olarak Dövüş Kulübü - Fight Club


Dövüş Kulübünün ilk şartı kulüpten söz etmemek; Yapabileceğimiz bir çok plan var. Bu planların çok fazla kişiye ulaşması bizi daha da yorar ve hedeften uzaklaştırır. Bu yüzden bu şartlardan bir tanesi hayat amaçlarımızı ve sırlarımızdan kimseye bahsetmemek.

İnsanlar bunu hep yapıyor, kendileriyle konuşuyor hayallerindeki gibi olmak istiyorlar. Ama cesaretleri olmadığı için harekete geçemiyorlar; Kendi işimizin sahibi olmak, doğada yaşamak, şehir değiştirmek gibi bir çok amaç belirleriz. Ancak çok azımız buna cesaret edebilir. İçimizdeki o asi çocuk her zaman bizi tutar ve bize olumsuz telkinleri söyler. Bir adım atmak bile artık aklımıza gelmeyene dek ve vazgeçene dek… İşte o zaman o cesareti kırmak için bir güç yaratmalıyız ve belki de artık o tehlikeli görünen yere dalma zamanı gelmiştir. Ve buna en güzel ve bizi bu durumdaki vahimiyeti anlatan söz, replik ile  “Bu senin yaşamın ve her geçen dakika sona eriyor.

Sahip olamadığım tüm güzellikleri yok etmek istiyordum. Amazon ormanlarını yakmak istiyordum; Kıskançlık ve çekememezlik benliğimizde bulunan ve zor terk edilen duygulardan biridir. Aslında nefret, kısakançlık ve de çekememezlik durumları hiç dinmeyen duygulardır. Bu yüzden sizi olmadık durumlara iter. Tıpkı bol yağmur alan ormanı yakmaya çalışmak gibi bu hissi dindiremezsiniz.

Kendini geliştirmek mastürbasyondur, kendini yok etmek ise asıl soruların cevabı... ; Hayatımızda gelişim her zaman devam eder. Bu gelişim vücudumuzun da bize etki tepkisi ile devam etmektedir. Gelişim sadece ileriye doğru olmaz, geriye doğru da gelişir. Örneğin yaşınız ilerledikçe vücudunuzda gücünü kaybedebilir. Bu gelişim sürecinde asıl merak ettiklerimizi bazen bu hayatın içinde ne kadar arasak da bulamayabiliriz. O zaman cevaplar başka yerde saklı olabilir.

Dibe vurmak bir haftasonu eğlencesi değildir, lanet olası bir seminer değildir. Her şeyi kontrol etmeyi bırak, kendi haline bırak ve olsun; Her birimiz bir kere hayatta dibe vurmuşuzdur. Hatta ne bir keresi defalarca … Aile, okul, sınav, iş, ders, tanıdıklarımız, görevlerimiz ve daha nicelerinden ve daha nice bu şekilde görevler almaktayız. Yeri geldiğinde bir söz işitiriz ve bunu kendimize yediremeyiz. Ancak o an bir şey yapmamışsak artık bunun ne önemi vardır yani kendimizi yermenin… İşte bu yüzden görevler ve diğer konularda da yapamadığımız ve kontrol edemediğimiz noktada artık aklımızı kurcalamaktan vazgeçmeliyiz. İnsanları da kontrol edemeyiz. Bu yüzden bırakıp olanları uzaktan da seyretmeliyiz.

Burada yaşayan en güçlü ve en zeki erkekleri görüyorum. Bu potansiyeli görüyorum ve hepsi heba oluyor. Lanet olsun, bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş. Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşinde. Nefret ettiğimiz işlerde çalışıp gereksiz şeyler alıyoruz; Kendimizi hep kurtarma peşinde hiç hoşlanmadığımız ve yapmak istemediğimiz yerlerdeyiz. Aslında bunu değiştirebilirdik veya değiştirme fırsatımızı kullanmak istemiyoruz. Yatkın olduğumuz ve yapmak istediğimiz şeyleri yaparak yolumuzu bulmak gibi…

Sahip oldukların sonunda sana sahip olur; Bir şeyleri kazanınca bir şeyler de eksik kalıyor. Tadı kalmadı sanki… Elimizdekileri kaybetmeme duygusu ile diğer şeylerin kaçıp gitmesi özgür bırakamamak kendimizi… Ne acı değil mi… İş, ev, araba, televizyon, internet, sosyal siteler bir süre sonra vazgeçemediğimiz olur ve hayatımızı esir alır. Farkında bile olmayız. Odaklanacağımız başka şeyler de yokmuydu?

Spor salonlarında ter atıp Calvin Klein giyme bağımlılarına acıyorum. Bir erkek böyle mi görünür; Standartlarımızı biz mi belirliyoruz. Yoksa başkaları mı… Bu takıntıları atsak kuş gibi rahatlıyacağız. Belirli kalıplara olmak ve sığmak zorunda değilsin.

Her şeyden önce korkmayı bırakıp bir gün öleceğini kabul etmelisin; hayatımız yöneten şeylerden biri de korkular ve şunu da fark etmemiz gerekiyor “bir gün öleceğiz” bu korkular ile nereye kadar yaşamalıyız?

Yarın herkesin bir ödevi var. Hepiniz biriyle kavga edeceksiniz. Kavga edecek ve kaybedeceksiniz; Bir şey kazanırken bir şey kaybederiz. Bir şey kaybederken bir şey kazanırız. Madde de bir kural vardır. Aynı anda iki farklı yer de olamaz. İşte bu yüzden bir şeyi tercih etmemiz diğer şeyleri tercih etmediğimiz anlamına gelir. Önemli olan tercihlerimizin doğru olabilmesidir sorun…

Sadece her şeyi kaybettikten sonra özgür kalabiliriz; dibe vurduysan artık yukarı yükselebilirsin. Bazen yukarı çıkmak için dibe vurup kendine gelmen sorgulaman gerekir. Hayat amacımızı belki de başka yönde kullanmak istiyoruzdur. Bunu anlamalıyız.

Kıçına tüy takmak seni tavuk yapmaz; Kimin ne dediği ne kadar önemli size yapılan yakıştırmalar sizi o kişi yapmaz ki. Bazen size yapılan hakaretler sizi sindirmek içindir. Potansiyelinizin çok daha üstüne çıkabileceğinizi bilebilirsiniz.

Eğer hiç kavga etmemişsen kendini tanıman ne kadar mümkün?

Dişlerinin arasında bir namlu varsa yalnızca sesli harfleri söyleyebilirsin; işte size motivasyon hayat dersi eğer bir şeyi zorunlu kılarsanız o işi yapmak için güdülenmeniz gerekmez. Eğer yüksek atlama ile bir yeri geçmeniz gerekiyor olsaydı bunu ya yapardınız ya da yapmazdınız. Ancak bu hayat memat meselesi olsa idi buna otomatikman güdülenirdiniz. Tabi ki yaşamak için…

Damağındaki o küçük çizik, dilinle oynamasan hemen geçer ama duramıyorsun. Oynuyorsun; takıntılar da işte böyle devamlı oynadığımız ve önümüze sunduğumuz aslında bir bakıma başarısızlıklardır. Başarabilmek içinde yaraya merhem sürmelisiniz.

Televizyonla büyürken, milyoner film yıldızı ya da rock yıldızı olacağımıza inandık ama olmayacağız. Bunu yavaş yavaş öğreniyoruz ve bu yüzden çok çok kızgınız; ailelerimiz bize olamayacağımız ve her zaman kendi istedikleri yüksek hedefler koyarlar. Hepimiz bir doktor, mühendis, şarkıcı, futbolcu olmak isterdik. Ancak bazen bu hedefler bizim dışımızda gelişir ve bu yüzden bunları olamadıkça ailemize ve kendimize başarısızlık ve kızgınlık besleriz. Aslında bunlar bir hayal ürünüydü bunu kabul etmeliyiz.

Sizler işiniz değilsiniz. Sizler paranız kadar değilsiniz. Bindiğiniz araba değilsiniz. Kredi kartlarınızın limiti değilsiniz. Sizler iç çamaşırı değilsiniz. Sizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz ve hepmiz aynı pisliğin lacivertiyiz.

Omlet yapmak için yumurtayı kırmak gerekir.

İnsanlar bunu her gün yapıyor. Kendileriyle konuşyor, hayallerindeki gibi olmak istiyorlar. Ama cesaretleri olmadığı için eyleme geçemiyorlar; Işığı açmak ve önümüzü görmek için zincirlerimizden kurtulmak için ve hayallere ulaşmak için yapmanız gerekenleri yapmalısınız.

Sayfalar

Popüler Yayınlar