Asla Pes Etme

Asla Vazgeçme

Gülün güzelliği dikeninden değil midir? Gülün bahçesine girmek de geçmek de zorluğundan güzel. Zorluklar geçildikçe güzel. Güzellik yaşandıkça. Yaşamak sevdikçe sevildikçe güzel. Tabi ki hayatımızda hiç ummadığımız taşlar olur. Bunlar bazen kafamıza bazen önümüze düşer. Anlamsız gelir bir çok şey... Belki hırsımızdan belki gururumuzdan ya da daha fazlasını yapmadığımızı veyahut bizi daha iyi olacağımızı söyleyenlerden dolayı daha da kötüye gider durumumuz. Bir silkelen kendine gel. Zincirlerimizden başka kaybedecek neyimiz var? (Karl Marx) Üryan geldik bu dünyaya ve biz bu şeyleri yapabilmek için yapamayacağımızı düşündüğümüzden kendimizi kaybettik. Zorluklar aşılmak için ise de bize bunu zorla dayadılar. Duvarın bu alanın bu dediler. Bizi bizden ettiler. Sonra öyle biri olmadığımız için konuştular. İçimizdeki yaratıcı gücü durdular. Ancak unutmayın o güç sizde var. Her zaman yapabileceğiniz daha güçlü bir benlik var içinizde... Şu andan itibaren dünyayı dolaşabilirsiniz ve en uzak noktanız sırtınızdır aslında... Bir şeyi bilmediğiniz için size çok zor gelirdi. Öğrendikten sonra ise ne kadar kolay olduğunu anladınız. Sonraki olaya yada konuya gelince yine zorluk gördünüz. Yılmak ile yılmamak , bırakmak ile bırakmamak arasında kararlar verdiniz. Her vediğiniz sonraki kararlar öncekini pekiştirdi. Yapmak için uğraştığınızda yapmaya yapmamak için didindiğinizde yapmamaya karar kıldınız. Dünya üzerinde her insanın bir çok hayali vardır, kimisi başarmak için uğraşır kimi de vazgeçmeye meyleder. Unutmayın ki "Ne kadar çok çalışırsanız o kadar çok başarırsınız." Günümüz dünyasında bu yazıyı akşam okuyorsanız ampulun icat edildiğini biliyorsunuz. Yüzbinlerce denemeden, yanılmadan ve tekrar öğrenimlerden elde edilen icat hedefleri uğruna insanın çok daha güçlü olmasını temsil eder. Kalktığınızda ise ayaklarınız yere bastı. İşte yer çekimi... Sizi yerde tutan akım... Hayatınızda gerekli her şey var iken yokmuş gibi davranmak bizi yine ilk depresif sendroma geri çeker. "Çoğu insanın iki kolu iki bacağı var iken yapabildi ben vazgeçtiğimden yapamadım." dememek için o konuda uğraşmak gerekir. Eğer işte çalışabilme gibi bir durumun varsa ve ders çalışman gerekiyorsa akşam veya sabah erkenden gelerek 1 saatinden feragat etmeyi bilmelisin. Veyahut bir gün iyice dinlenip ertesi gün ona zaman ayırmalısın. Durumunun farkında mısın? Durumundan sen farkında olacaksın. Deli gibi para harcayarak da olmaz bu iş... Yatırımını da bileceksin. Şimdi bir nitro yap ve yapman gerekenin 10 katını yap. Potansiyelinin göründüğünden ne kadar fazla olduğunu gör. Asla pes etme... 

Muhammed Ali, kendine çok güvenen, başaracağına hücrelerine kadar inanmış, kendini hedefine tam anlamıyla "adamış" olmamdır. 

Asla pes etme, pes edenler başaramayanlardır... 

Franz Kafka - "Dönüşüm"


Öncelikle, size mevzu hakkında kısaca bilgi vereyim.
Gregor Samsa - bu romanın baş kahramanıdır. Ailesi için çalışıyor ve onların sözünü hep dinliyor. Romanda anlatılan olaya kadar, küçük sorunlar dışında kendi halinde ve normal bir hayatı vardır. 
Patron - acımasız ve sert bir kişiliktir. Disipline fazla önem veren, çalışanlarına karşı asla iyi kalpli olmayan bir patrondur.
Gregor'un annesi - oğlunu seven bir annedir. Fakat olaydan sonra onun da oğlu hakkında düşünceleri değişir ve ona katlanamaz hale gelir.
Gregor'un babası - acımasızdır. Hatta olaydan sonra ona oğlu gibi değil de, gerçekten hayvan gibi davranır. Olaydan önce ise, oğluyla normal ilişkileri olmuştur.
Gregor'un kız kardeşi - evet, o gerçek bir kardeş. Her kesin Gregor'a yaklaşmadığı anlarda onun yanında olur. Fakat, insanların içini öyle bir kötülük kaplamıştır ki, onun da temiz yüreği bir noktadan sonra acımasız bir yüreğe dönüşür.
Şimdi olayı kısaca özetleyelim: Gregor kumaş tüccarlığı ile meşguldür ve her kes gibi normal bir hayat sürer. Ailesinde kimseyle büyük bir sorun yaşamaz ve onlar için para kazanır. Ailenin gelir menbeğidir kısacası. 
Fakat bir sabah Gregor uykudan uyanınca kendisini garip hisseder ve yerinden kalkamaz. Tüm bedeninin değiştiğini hisseder, bir böceğe dönüşür. Normalde işe geç kalmayan Gregor bir türlü yerinden kalkamaz ve tüm direnişlerine rağmen bedenini kontröl edemez. Annesi artık onun için endişelenir ve kapısını çalmaya başlar, işe geç kalacağını söyler. Neyse ki, Gregor odasının kapısını kilitleme alışkanlığına sahiptir. Böcek sesine benzer bir sesle annesine seslenir. Annesi ise onun hasta olduğunu sanar.
İş saati geçtiğinden dolayı fazla sert iş rejimini seven patron kapıya dayanır. Ve zorla da olsa kapıyı açar. Manzara ise patronu iyice korkutur ve şaşırtır. Korkudan hemen evden kaçar. Anne ise bayılmıştır ve oğlunun yüzüne bile bakmaz. Baba ise onu kendi oğlu olarak görmemekte ve ona bir böcek muamelesi yapmakta. 
Kız kardeşi ise, abisinin iyileşmesi için elinden geleni yapar. Ona yemek getirir, fakat Gregor artık bir böceğin yiyeceği yiyecekleri yemeye başlar. Kardeşi her ne kadar ondan ürkse de, ona bakmayarak odasını temizler ve onun için rahat bir ortam yaratmaya başlar. Fakat o da bir yere kadar dayanır. 
Aile toplantısı hem maddi, hem manevi açıdan onları yıpratan Gregor'u öldürmek kararı alır. Fakat hızmetçi artık onu öldürmüştür.
Yüzeysel açıdan olaylar böyle gelişir. Fakat bu sadece olayın anlatımıdır. Yazar ise bu yazıyı öyle bir anlatım şekliyle yazmıştır ki, okucu onu kendisi yaşamış gibi hisseder. Aslında bu romanı yazar tamamen bilinçaltının etkisinde yazmıştır. Kendisi ise bu romanını "iğrenç" olarak değerlendirir. 
Ben olayları anlatırken, esas kısmı atladım. Bu kısım ise, satıraltı anlamlar ve yazarın bilinçaltıdır. 
Aslında her kes kendi "ben"liğini sadece kendisi anlar. Biz ise insanları hep kendi açımızdan değerlendiririz. Bize ne gibi yararı olur? Mesela sevdiğimiz insanları, ailemizi bizim oldukları için ve onların yanımızda oldukları için yaşamasını isteriz. Eğer onlar bizim olmasalar bir değerleri yoktur. Birisinin asıl "ben"liği fiziğine yansarsa, olaylar karışır.
Gregor hayatta yalnızca birer böcekti. Fakat görünümü insan görünümü olarak kaldığı sürece her kesin gözünde "insan"dır. Eğer her kesin kendi dünyası dışına yansarsa, insanlar onu sevmekten vazgeçer. Bir insan için kendisini keşf etmek üniversite kazanmaktan daha önemlidir. Fakat başkaları bizi üniversiteye girince kutlar. Yani insanların kendi "ben"ini değil, onlara ait olan "ben"ini sever. 
Bu yüzden dünyanı kendi kurallarına göre yaşamalısın. Başkalarının "sen"i olduğun sürece sahte ilişkiler kurmuş olursun. Ve insanı terk etmeyecek tek kişi kendisidir. Kendi senaryonu yaz ki, bir gün dönüşüme uğrarsan, kendin olarak kal. Kendin olmak ve mutlu olmak istiyorsun bunları yapacaksın:
  • Kendini insanlara iyi olarak tanıtmaya çalışma. Seni en küçük bir hatanda yüzüstü bırakır.
  • Senin kötü huyunu seven, iyi huyuna aşık olacaktır. İnsanlara hep ön yargıyla yaklaşan bir görünüm sergile. Umursamaz gibi takıl. Ama insanları keşfet ve onların ruhunun anahtarını bul.
  • Sana tüm kötü huylarına rağmen değer veren birine iyi davran. Ona diğer insanlara vermediğin sevginden toplayıp en büyüğünü ver. O seni kötü olarak severken, en iyi şeylerini hak etmiştir.

Ağaçların Güzelliği İle İlgili Söylenmiş Sözler


Beni ve insanları şaşırtan şey ağaçlara bakıp daha da şaşırmamamız olmalı.
Ralph Waldo Emerson

Dünya vahşi bir orman gibi onu geçmek isteyen tuzaklarından da korunmalıdır.
John Muir

Eğer iyice kavrayabilirsek yeşil bir ağacın altın yada gümüş şeklinde olmasından daha fazla güzelliği vardır.
Martin Luther


Şairin de söylediği gibi: ''Ağacı yalnız Tanrı yapabilir''
Woody Allen

Ağaçlarda insanlar gibi dostluğu severler sadece bazıları yalnız takılır diğerleri kol kola olmayı seçer.
Jens Jensen

Kimileri için bir yaşam kimileri için gözyaşı bazıları için de bir engeldir. Ağaç biraz insanın kendisini yansıtır.
William Blake

Bir fidan dikmek için en uygun zaman yirmi yıl önce idi. Sonraki en uygun zaman ise şimdidir.
Çin Atasözü

Bir ağacı dikmek bencillikten ayrılan en güzel işlerden biridir.
Thorton Niven Wilder


Güzelliği görmek için ağaca bakarsınız kötülüğü görmek için baltayı alırsınız.
Amerikan Sözü

Ağaç hiçbir zaman ilk darbe ile düşmez. 
Alman Sözü

Ağaç devrilince yapraklarına keçiler saldırır.
Afrika Sözü

Ağaca balta vurmuşlar, ne edeyim sapı bendendir demiş.
Türk Sözü





Sayfalar

Popüler Yayınlar