Kelime dağarcığınızı
geliştirecek ve farklı ve etkili konuşmanızı sağlayacak deyimler... Ayrıca
deyimler farklı anlamların ne anlamına geldiğini ve karşı tarafın size bir
deyim içeren veya farklı bir şey söylediğinde ne anlama geldiğini anlamanıza
yarar sağlar.
Müflis aç kalınca eski defterleri karıştırır. = İflas eden tüccar eski başarılarını anlatır.
Ağız tamburası çalmak = Sözle avutmaya, oyalamaya çalışmak.
Borç bini aştıktan sonra her gün baklava börek yenir = Artık maddi sınırı aştıktan sonra kafaya takmayıp
daha fazla harcamak.
Ağzına taş almak = Hiç konuşmamak. “Örneğin; “Ağzına taş mı aldın da konuşmuyorsun”
Hamama gider kurna beğenmez, düğüne gider zurna
beğenmez = Hiçbir şey beğenmeyen.
Öküzün aptalı kasabın bıçağını yalarmış = Saçma davranmak.
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz = Kötü araç ve gereçle iyi bir şey yapmak mümkün
değildir. Yetersiz kişiden iyi iş beklenemez.
Anasının nikâhını istemek = Çok fazla şey istemek.
Bey danası gibi yan gelip geviş getirmek = Keyfince davranmak. Hiçbir şey yapmamak.
Uyku uyku getirir, uyku et bitirir = Çok fazla uyumak insanı rehavete sürükler, kilo
aldırır ve yorgun yapar.
Benim derdim inek ile dana, karımın derdi sürme ile
kına = Karşıdakinin düşündüğü konunun
önemsizliğini anlatır.
Cinleri tepesine gelmek = Aşırı sinirlenmek. Örneğin; “Cinlerim tepemde!”
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz: Yetersiz veya beceriksiz, eğitimsiz insandan bir şey
yapılamayacağı anlamına gelir.
Bekârın parasını it yer, yakasını bit yer = Bekâr kimse,
parasını çarçur eder; dalaverecilere yedirir. Yaşayışı düzensizdir. Üstü başı
kirli, bitlidir.
Çukur kazmak
= Birisine tuzak kurmak.
Baş ağır gerek, kulak sağır gerek = Kişi ağırbaşlı olmalı ve
dedikoduları dinlememeli, ya da işitmemiş gibi davranmalıdır.
Deveyi semeriyle yutmak = Büyük yolsuzluk yapmak.
Bozuk saatin varsa köylüye götür, çavdar sapından
zemberek taksın = Her işi ehline
vereceksin. Ehli olmayana iş vermeyeceksin anlamına gelir.
Dilenemez dilenci = Kendisi de yoksul olduğu halde bir şey isteyemeyen kişi.
Boşboğazı cehenneme atmışlar “Odunlar yaş.” Demiş = Devamı da “kuru odun getirip cayır cayır yakmışlar” denir. Bu deyim birinin
gereksiz konuşarak kendini tehlikeye atması ve tepki görmesi anlamına gelir.
Dokuz yorgan eskitmek = Çok yaşamak.
Alan memnun satan memnun; tellala halt etmek düşer = Ben halimden memnunum size susmak düşer anlamına
gelen sözdür.
*Abanın kadri yağmurda bilinir = (*Aba = kalın bir giysi) Bir şeyin
değeri ona ihtiyaç duyulduğunda daha iyi anlaşılır. Böyle bir durumda önemli şeylerin
kıymeti daha çok bilinir.
Açın koynunda ekmek durmaz = Kazancı kendisine yetmeyen
kişi, eline geçeni hemen harcar; yarına bir şey saklayamaz.
Aç ölmez, gözü kararır; susuz ölmez, benzi sararır = Yoksulluk insanı öldürmez ama, türlü türlü üzüntü
ve sıkıntı içinde yıpratır.
Efradını cami, ağyarını mani = Bir kuralın ilgili bütün konularını içerisine
alması ve ilgili olmayanları da dışarıda bırakılması.
Evvel ar idi, şimdi kâr oldu = Ayıp sayılan davranışın sonran normal imiş gibi
davranılması.
Adama dayanma ölür, ağaca dayanma kurur = Herkes birbirine destek verirler. Ancak her destek
ve yardım sürekli olmaz. O hâlde insan, yapacağı işlerde başkalarının yardımına
ve desteğine değil, öncelikle kendi gücüne, bilgi ve becerisine dayanmalı ve
güvenmelidir.
Ağanın alnı terlemezse
ırgatın
burnu kanamaz = Başkalarını
çalıştırarak bir iş yapacaksak, kendimiz daha çok gayret etmeliyiz.
Çalıştırdığımız kişiler bizim işe eğilme derecemize göre, iş yapar. Çalışma
gücümüz, onlara ışık tutar. Biz yeterince ilgili olmazsak, bize düşeni
zamanında ve yeterince yapmazsak, işin önemine başkalarını asla inandıramayız.
Sonuç olarak da beklediğimiz verim ortaya çıkmaz. (işverenler de birlikte çalışmazsa, işçiler olanca güçleriyle
işe sarılmazlar.)

Fink atmak = Etrafı
keyfince dolaşmak.
Gece silahlı, gündüz külahlı = Kötü olan birinin iyiymiş gibi görünmesi.
Gemini kısmak =
Davranışlarını kontrol etmek.
Gittik kebap kokusuna, baktık eşek dağlanıyor = Umduğunu bulamamak
Gözden sürmeyi çalmak = Hırsızlıkta
usta olmak
Halka verir talkını, kendi yutar salkımı = Başkasına öğüt verir de aynı şeyleri kendi yapmaz.
Hamam gider kurnaya, düğüne gider zurnaya aşık olur = Aşık olacağı kişiler çok da tasvip edilmeyen kişiler
veya durumu ve işi iyi olmayan kimseler olduğunu belirtir.
İç güveysinden hallice = Sıkıntılı
birinden biraz daha iyiyim anlamına gelir.
Kafa büyük içi boş, tut kulağından çifte koş = Aklının pek çalışmadığını ve istediğinizi yaptırılabileceğini
belirtir.
Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu = Normal görünen bir şeyin sonradan aslının ortaya çıkması.
Karnındayken kanını (emer), hayattayken canını, öldükten
sonra da malını yer. = Hayırsız evlatlar için söylenir.
Kendini dirhem dirhem satmak = Kendini ağırdan satma, eda etme.
Kene gibi yapışmak = Bir kimseye
bulaşmak, yanından ayrılmamak.
Lügat paralamak = Anlaşılmaz
sözlerle konuşmak.
Minder çürütmek = İşsiz
güçsüz oturmak.
Ne çaldın yüzüme, ne çalayım yüzüne = Bir şey yapmadan karşılık beklemek.
Ölmüş eşek arıyor ki nalını söksün = Hiç olmayacak yerden çıkar sağlamaya çalışmak.
Pireyi gözünden, çakalı dizinden vurmak. = Usta, maharetli olmak.
Sıçan düşse başı yarılır =
İçinde bir şey olmayan ev için kullanılır.
Akara kokara bakma, çuvala girene bak. = İyi, kötü deme; mal ve para biriktir.
Subaşlarını devler tutmuş = Para
kaynağı olan yerleri gücü elinde tutan ve kimseye kaptırmayan kişilerin para
kaynaklarını tuttuğu ve hiç ayrılmadığı anlamına gelen söz.
Suratına bakanın kırk yıl işi rast gelmez = Yüzünde uğursuzluk, meymenetsizlik olduğu düşünülen
kişiler için söylenir.
Akıllı köprü arayıncaya kadar deli dereyi geçer. = Aklı başında insan çözüm ararken bir türlü işi
sonuçlandıramaz. Ancak kafası daha farklı olan insan öyle bir çözüm bulur ki, çözüme
kısa yoldan ulaşır.
Tazı o tazı ama çulu değiştirmiş = Giyim, kuşamını değiştiren bir kişinin kendini düzelttiği
için tanınamaz hale gelmesi.
Yer demir, gök bakır = Hiçbir yerden
yardım gelmemesi.
Yılanı sen tut, gözüne ben bakayım = Bir işin tehlikesini başkası, çıkarını kendisi için
düşünen kimselerin bu tutumu için söylenir. Sen tehlikeye atıl, ben fayda
sağlayayım.
Yumurtaya kup takmak = Her şeye
bahane bulmak.
Zokayı yutmak = Oyuna
gelmek.
Zülfü yâre dokunmak =
Gücendirecek söz söylemek.
Akrep etmez akrabanın ettiğini, kimse bilmez
akrabadan çektiğini. = Akrabaların, akranların ve yakın
kişilerimizin bize yaptığı kötülüklerin çok fazla olduğunu ve etkilediğini
anlatır.
Ağustosta beyni kaynayanın
zemheride kazanı
kaynar. = Yazın sıcak günlerinde tarlada çalışan kişi,
zahiresini kazanır; kışın soğuk günlerinde geçim sıkıntısı çekmez.

Acemi nalbant; kâh nalına vurur, kâh mıhına. = Bazı
insanlar iyi niyetli olmasına rağmen öyle şeyler söylerler ki sizin canınızı
sıkarlar. Öyle davranışlar yaparlar ki sizin maddi manevi durumunuzu mahveder.
Al atın iyisini, yiyeceği bir yem; al
avradın iyisini giyeceği bir don. = Kötü
şeylere sahip olmaktansa iyi şeylere sahip olmak aynı giderlere sebep
olacağından daha iyi olur. Anlamında bir sözdür.
Misafiri horoz olanın ambarında buğday olmaz. = Gelen bir misafir çok fazla yemek yiyorsa sizin tüm
yiyeceklerinizi siler süpürür.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder