Empatisizlik Sorunu



Günümüzde, televizyonlarda, sosyal medyada, gazetelerde, hatta kendi çevremizde sıklıkla duyduğumuz belki de artık alıştığımız evliliklerin bitmesi, dostun dostunu öldürmesi, erkeğin kadına şiddeti gibi bir dolu iç karartıcı olaya şahit oluyoruz. Ve bu olaylar yaşanırken kendi başımıza gelmediği için de sadece birkaç saniye insanlar ne hale geldi deyip geçiyor, bu sorunları nasıl çözebiliriz diye düşünmüyor, hatta biri bize akıl verdiğinde ben tek başıma ne yapabilirim ki diyoruz. Aslında kişi çok şey başarabilir tek başına da olsa. Çünkü bu olayların hepsinin nedeni karşımızdakini düşünmeden hareket etmemiz, empati kelimesini sadece kendi çıkarlarımız için kullanmamızdan ve en önemlisi karşıdakinin de bir insan olduğunu düşünmemizden kaynaklanmaktadır.

Örneğin, 21.yy’daki kadın erkek ilişkilerini ele alacak olursak, kolaylıkla bizden çok ben kelimesinin yer aldığını görebiliriz. Çoğu çift erkeğin ve kadının doğasını kabul edip buna göre birbirlerine anlayışlı yaklaşmak yerine doğalarını bozmaya çalışmaktadır. Örneğin kadının ben duygusalım hassasım şöyle üstüme düşsün bana şöyle sürprizler yapsın gibi düşünceleri tamamen yanlıştır. İlişkilerde sadece kadın değil erkek de kendisine sürprizler yapılmasını, sevgi gösterilmesini ister. Kadının kendisini saydığını ve sözüne değer verdiğini görmeyi ister. Yönetilmekten çok kadının düzen oluşturmasını ister. Yani atalarımızın da dediği gibi yuvayı dişi kuş yapsın ister. Peki kadın ne ister? Televizyonun en büyük yanıltmasıdır kadınların ne istediği belli değildir demesi. Aslında çok basit, kadın da hemen hemen aynı şeyleri ister. Değer verildiğini görmek, yaptığı şey yemek dahi olsa kıymetinin bilinmesini ister. Küçük tatlı sürpriz hediyeler ister. Kısacası karşılıklı anlayış isterler. Bütün bunlara bakacak olursak ilişkilerde ben bunu istiyorum demek yerine ilk başta karşıdakinin ne istediğini sorup onu yapmaya çalışmak ilişkinin ömrünü uzatır, karşılıklı kopmayacak bir sevgi bağı oluşur.

Kadın erkek ilişkisi gibi diğer tüm insanın insanla ilişkisinde karşıya verilen değer ve anlayış ilişkileri sağlamlaştırır ve güven kazandırır. Güven empatiyle kazanılır eğer birine yaptığınız bir şeyin kendinize veya sevdiğiniz herhangi bir insana yapılması zorunuza gidiyorsa yapmayın. Her hareketinizde önce karşımdaki acaba üzülür mü kırılır mı yerinde olsam ne hissederdim diye düşünüp ona göre hareket etmemiz gerekir. Evladın anneye hoşgörüsü, kadının erkeğe ya da erkeğin adına hoşgörüsü, dostun dosta hoşgörüsü, yani insanın insana hoşgörüsü böyle oluşur. Ve bunları tek başımıza yapabiliriz. Mevlana’nın da dediği gibi “Dün zekiydim dünyayı değiştirmeye çalışıyordum, bugün daha zekiyim kendimi değiştirmeye çalışıyorum” .

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Sayfalar

Popüler Yayınlar