Kendin Olmak ya da Kendine Gelmek !

Kendin Ol ya da Kendine Gel

Hayatımız boyunca hep sıkıntılarımız vardır. Acılarımız, bizi anlamayanlar, yapılan haksızlıklar, ihanete uğramak diye uzayıp gider. Hep suçlu karşımızdaki insanlar ya da olaylardır. Bize haksızlık yapılmıştır. Ezilen tarafızdır. Bu negatif döngülerin için de debelenip dururuz. Yaş kemale erdikçe hala bir şeylerin farkında değilsek, bu hal alışılmış bir hal olmaya başlar. Sindiremesekte alıştığımız için daha kabullenici oluruz. Artık yitik, hayatın en sert tokadını yemiş bir geçmişe sahibizdir. Hiç farkında olmadan da bu durumdan içten içe bir haz duyarız. Çünkü başarabilmek ve pozitif dengede olabilmek ilk önceleri zordur. Çaba ister, ciddi bir düşünme disiplini gerektirir. Acıları kabullenmek, birilerinin bizler için sürekli üzülüyor olması bize daha cazip gelir. 

İnsanların arasına karışırken, her sabah evden çıkarken bir maske takarız yüzümüze, o günün payına ne düşmüşse artık; mutluluk, acı hüzün, öfke, sıkıntı v.s... Güne kısır bir döngünün içinde başlarız ve tabii ki gün nasıl başlarsa öyle devam eder. Gittiğimiz yerde ortama ya da insanlara göre yüzümüzdeki bu maske defalarca değişebilir. Aynı bir oyuncu gibi, yapmamız gereken neyse, o gün oynamamız gereken rol hangisiyse onu oynarız. Karşımızdaki insanı da ne kadar inandırabilirsek, o kadar başarılı olmuş sayarız kendimizi. Peki aslında böyle midir? Gerçekten kendimiz olabilmekteki başarımız, çeşitli maskeler takmak, rol yapmak, ve olduğumuz halin dışında davranmak mıdır? Bir düşünün bu ne kadar yorucu, sıkıcı, insanı bunaltan bir durumdur. Bir süre sonra hayattan zevk almamaya, sürekli yorgun, çaresiz ve bitkin hissetmemize neden olur. Kolay değildir kendimiz olmamak, sürekli hayat sahnesin de görevli bir oyuncu olmak, hem de her daim başkasının rolünü çalmak. Bu durum tekrar ettikçe dibe doğru sürükleniriz. Tıpkı kuyruğunu yakalamak isteyen bir kedi gibi, döner dururuz.

Aslında mutluluk nerededir? İnanın çok fazla şeye ihtiyacınız yok. İlk önce kendiniz olmaya, ruhunuzun sesini dinlemeye, derin bir nefes alıp, biraz kendinizi gözden geçirmeye ihtiyacınız var. Öğrenilmiş çaresizliklerinizi yenebilmek için ilk önce bu durumun farkında olmaya ihtiyacınız var. Ben ne yapıyorum? Her gün ayna da gördüğüm ben miyim? Kurduğum ilişkiler de rol mü yapıyorum? Olması gereken nedir? İnanın çok şey bilmenize gerek yok. Farkında olabilmek ve gerçekten kendiniz olmayı istemek yeterlidir. Bütün insanlar özel ve tektir. Herkesin birbirinden farklı hayata geçirebileceği becerileri vardır. Bunların en başında "Kendin Olmak" gelir. Çünkü her şey kendimizi tanıyarak başlar. Mutlu olabilmeniz, kendinizi sevebilmeniz ve dolayısı ile başkalarını da sevebilmeniz için ilk önce kendiniz olmalısınız. İçinizden gelen sese kulak verin. En doğrusunu söyleyecek olan o sestir. İçinizdeki sevgiyi hissedin. Yaşam enerjinize sahip çıkın. Bilin ki bu hayatta kendiniz olarak başarabileceğiniz çok fazla şey var. Kendinizi içinizdeki hücreden özgür bırakmazsanız, neler yapabileceğinizi, ne gibi yeteneklere sahip olduğunuzu hiçbir zaman öğrenemezsiniz. İçinizden geldiği gibi hareket edin. Olaylara vereceğiniz tepkiler, İnsanlara sergileyeceğiniz davranışlar, sevgi dolu, nezaketli ama içinizden geldiği gibi olmalı. O zaman nasıl huzur dolduğunuzu, anlamlı bir tamamlanmışlık hissiyle sarmalanacağınızı göreceksiniz. İşte tam o anda da hücreleriniz de taşımız olduğunuz bütün yetenekler, bir bir su yüzüne çıkacaktır. Pozitif bir döngünün içine girmiş olacaksınız. Her zaman biliriz ki evren boşlukları sevmez. Yok etmeye başladığınız negatif duyguların yerini hemen pozitif yani olumlu duygular almaya başlayacaktır. Olumlu duygular, hislere, düşüncelere ve oradan da davranışlarımıza bulaşacaktır. Bunun bilincin de olduğumuz zaman, negatif olan her şeyi pozitife çevirme gücünün de bizim elimiz de olduğunu biliriz. Bundan daha büyük bir mutluluk olabilir mi ki? İnsanın kendi gücünü elinde bulundurması, ne yapıp yapmayacağına karar vermesi en büyük mutluluktur. Kontrolü elimiz de olan her şey bize ayrıca bir güç verir.

Kendimizi keşfetmek için çok çabaya gerek yok inanın buna. Sadece farkında ve değişime açık olmak yeterli olacaktır. Düşüncelerimizin davranışlarımıza ve yaşamımıza hükmettiğinin bilincin de olursak, kuvvetlendirdiğimiz ve pozitif döngüye geçirdiğimiz her düşünce bize daha çok mutluluk ve güven katacaktır. Yaşamımız da sağlam adımlar atıp, büyük başarılara da imza attıracaktır. Bize de huzurlu, tamamlanmış, arzu edilen bir yaşamı sürdürmek düşecektir.

Kendiniz olmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyin. En vazgeçmeyi düşündüğünüz anlarda bile ...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Sayfalar

Popüler Yayınlar