Otlaklarda sürüler halinde öküzler yaşardı. Aslanlar da onları hiç rahat bırakmaz devamlı
saldırırlardı. Ancak sürüler halinde dolaşan öküzler birbirlerini koruduğundan
aslanlar hiçbir zaman öküz avlayamamışlar. Aslanlar her gün ufak tefek şeyler
avlayarak geçinmek zorunda kalıyorlardı. En sonunda aslanlar isyan etti. Bu işe
bir çözüm üretmek istediler. En güçlü aslanlardan biri;
“Artık bize
buraları terk edip başka avlanma yerleri bulmak düşüyor” demiş.
Bunun üzerine grubun en zayıf, sıska aslanı;
“Ben bu işe çare buldum.
Bana bırakın bu işi” demiş. Diğer aslanlar ne kadar inanmak istemese de ne
yapalım başka çaremiz yok bunu da deneyelim tarzında onaylamışlar. Sıska aslan
barış işareti yaparak öküz sürüsüne yaklaşmış. En güçlü olan öküz liderine
gitmiş ve demiş ki;
“Saygın öküz efendi,
size bu zamana kadar rahat bırakmadık. Bugünde canınızı incittiğimiz için sizden
özür dilemeye geldik. Ancak bu saldırıları isteyerek yapmadık. Bu saldırıların
nedeni hep o Sarı Öküzdür!
Onun rengi bizim sinirlerimizi hoplatıyor. Ne zaman onu görsek saldırmaya
başlıyoruz. O sarı öküzü bize verin. Biz de barış bayrağını çekelim ve kardeşçe
yaşayalım sizi bir daha rahatsız etmeyelim.” Demiş.
Bir saçaklı öküz haricinde diğer bütün öküzler bu işe
sıcak bakmışlar. Ama kimse dinlememiş onu.
Sarı öküzü feryat figan içinde bağırmış ancak nafile onu
vermişler aslanlara ve aslanlar da parçalayıp yemişler sarı öküzü.
Aslanlar gerçekten de uzun bir süre rahatsız etmemişler.
Ancak lider aslan yine biz “acıktık”
demiş. Bunun üzerine sıska aslan “merak
etmeyin ben hallederim” demiş ve yine gitmiş lider öküze ve Aslan başlamış.
“Gördün mü sayın
öküz kardeş sizi rahatsız etmedik. Ancak yine bizi rahatsız eden şu kuyruğunu
sallayan öküzdür. Onu bize verin. Sizi artık rahatsız etmeyelim. Yoksa onun
yüzünden yine siz sıkıntı çekeceksiniz.” Demiş.
Yine öküzler toplanmış ve yine bir öküz dışında hepsi bu
karara tamam demiş. Onu da vermişler.
Gel zaman git zaman yine aslanlar acıkmış ve bahane ile
birkaç öküzü de bu şekilde aldıktan sonra artık bahane bile üretmemeye
başlamışlar ve “şunu verin, bunu verin
yoksa karışmayız” diyerek öküzlerin sayısı giderek azaltmışlar.
Hepsi can verirken artık çok azalan öküzler toplanmışlar.
“Nerede hata
yaptık biz hâlbuki o kadar da güçlüydük” diye birbirlerine sormuşlar.
Lider öküz ağlamaklı bir şekilde konuşarak;
“Sarı öküzü
verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı” Gözleri nemli tekrarlamış;
“Sarı öküzü verdiğimiz
gün …”
Yavaş yavaş tükenmeyi anlatan ibretli bir öykü, teşekkürler!
YanıtlaSilLevent Bey yorumunuz için ben teşekkür ederim
YanıtlaSil